Sır küpüydü,
Laf ebesine bağlı.
Nabzı tutamayan donanım,
Donmuştu
Tutukluluk yapmıştı
Timsah yeme sofrası kurulacaktı,
Önlenemeyen karanlık çöküyordu.
Tıyneti buydu
Demir prangalar görünmüyordu,
İçini bir dürtü deliyordu.
Mühürlü mektuplar daha açılmamıştı,
O nameler de gözü pek ruhların satırları vardı.
Kellesi uçurulacaklar için,
Balta bileniyordu.
Örülü ağa düşen çırpınıyor,
Düşmeyenlere
Gecikmeyen bir mahal vermeyen,
Kapı aralıyordu.
Tahtı gasp etme kavgası,
Tatlı su sineklerinin uzak görüntüsü gibiydi.
Boğucu
Aritmetiği şaşmış belleği,
Forayken yalpalayan yelken gibi,
İçi dışına taşmıştı.
Kabzaya uyum sağlayan elleri,
Şaşkındı, tetiğe dokunamıyordu.
Kafasında kabuğu,
Sırrını üzerinde taşıyordu.
Bu kof çağın bir ürünüydü,
Örümcek ağı birikintisi,
Maskeleri savuruyordu.
Üflesen,
Sabun köpüğü gibi sönerdi.
Ocağımıza bir ok gökten ateş gibi düştü,
Kim attığı, niye attığı atanlardan çok,
Attıranların işiydi.
Söz konusu onurumuz olunca,
Buyruğumuz uzlaşmazdı.
Yıldız gibi bir acemilik parlıyordu,
Gecenin ihanetinde
Kendi kurduğu tuzağa düşen,
Çulluk gibiydi.
Yaralı bir ad bırakmayı kim ister,
Adı yaralıydı.
Hırçın dünyanın acıya soluk aldırmaması,
Soysuzlar yüzünden yüreğimiz
Paramparçaydı.
Mağrurdu ölüm,
Yüzlerce insanı ebedi zindanında,
Kanlar içinde hapsine aldı.
Korkunçtu manzara
Kulaklar uykuda kaldı.
Ölüm emrini verilmişti
Zalim bir kurnazlık,
Labirent gibi algı ile işin içine sızdı.
Entrika ve yanılgı ipleri,
Kimin elindeyse ipleri o bıraktı.
Önder Karaçay
Önder KaraçayKayıt Tarihi : 27.7.2016 00:45:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Önder Karaçay](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/07/27/laf-ebesi-6.jpg)
kaleminiz ve o güzel duyarlı yüreğiniz
hiç incinmesin böyle güzel eserleri
bizlere sunduğun için doyulmaz bir paylaşım
yürekten alkışlıyorum
TÜM YORUMLAR (1)