Bana yaşattığın herşey için iyi ve kötü hepsi için teşekkür etmek istiyorum
Yaşanması gereken herşey yaşanır ve yaşanacaktır
Yüreğim değişmez bu oyunun içinde sadece bir oyuncudur
Onun içindir ki ne seni, ne kendimi nede yüreğimi suçlamayacağım
çektiğim hasret,ağladığım geceler ve sensizlik için
Seni düşünüyorum sık sık
Seni, bana verdiğin herşeyi umudu,sevgiyi,sensizliği hepsini
..
Bana yaşattığın herşey için iyi ve kötü hepsi için teşekkür etmek istiyorum
Yaşanması gereken herşey yaşanır ve yaşanacaktır
Yüreğim değişmez bu oyunun içinde sadece bir oyuncudur
Onun içindir ki ne seni, ne kendimi nede yüreğimi suçlamayacağım
çektiğim hasret,ağladığım geceler ve sensizlik için
Seni düşünüyorum sık sık
Seni, bana verdiğin herşeyi umudu,sevgiyi,sensizliği hepsini
..
kucuk bir kasabada
guzel bir pazar sabahi..
bisiklete binen tombul hatunlar
yuruyus yapan emekliler
sessiz sakin bir deniz
keyif yapan martilar
..
O gün hiç bitmesin istemiştim çünkü içimden bir ses böylesi bir günün tekrarının çok uzaklarda olduğunu söylüyordu,biliyordum özlemlerin dağlar kadar artacağını ve sana ulaşamayacağımı, biliyordum ters bir şeylerin olacağını ama yinede kötünün iyisi bize sunuldu ve birbirimizi üç koca yıl görememek düştü payımıza.
O gün içimden seni, yüreklerimizin birbirimizin yüreklerinde hapis olduğu gibi kollarımın arasına hapsetmek geldi ve öyle sarılmıştık ki birbirimize yollar kadar uzaklık yıllar kadar hasretliği tüketiyorduk bir avazda bir güç bizi ittikçe itiyordu kenetlendikçe kenetleniyorduk.
Sen kekik kokulu dağları,bağ bozumlarından üzüm kokularını bana karlı buzlu erciyesin serinliğini getirmiştin kavurucu yaz sıcağında, ben sana istanbulu sunuyordum, boğazın iyot kokusunu ve ruhum bütün cüretkarlığıyla veriyordu hasretin gözlerimi gözlerinden yüreğine.
Gözlerine baktım işte dedim, benim hasretim bal rengi gözler, güneşin altında yeşil gölgede bal rengi sevgi bakışlı gözler, bana hasret bana tutkun gözler.
Kaç saat ayrılmadı ellerimiz kaç saat sessizce oturup da asırlık hasretimizi anlattık yüreklerimize.Maçka da güneş üzerimize battı ve gece istanbulun lacivert akşamlarıyla üzerimize çöktü. İstanbul sustu bizi seyretti gelen geçen her kez bizi seyretti biz gözlerimizle seviştik lacivert gecelerde asırlık arzularımızı hasretimizi savurduk caddelere.
Gitme ne olur gitme beni buralarda bırakma derken benim payıma kalmak seninkine gitmeler düşüyordu ikimizde biliyorduk, en çok da ben.
Sevgimiz gerçek aşkımız gerçek,ama ikimizin gerçeği hepsinden gerçekti bu akşam.
..
Bir zaman gezgininin kesesinde lacivert
Gümüşten bir makastır doğrayan yıldızları
Nur liman tepelerin ardında pek belirgin
Bakışları billurdan güzel huri kızları
Süzülen adımları menfezlerden aşarak
Bir mahur bestenin nağmesine takılır
..
seninle el ele oturuken hani
rüzgar hafifçe dokunmuştuya tenimize
bilemezdim sımsıkı sarılırken
o masum rüzgarın ayrılıgı getirecegini
hani hep derdikya
gece lacivert eteklerini gökyüzünden çektigi an
ellerimizi açıp yüce yaradana şükredecektik
..
Geceme düştü ay,
Yıldız şafağında ufka an sayıyorum…
Yüreğimin adımları eşliğinde lacivert acılara büründüm,
Gözlerim yaşlı sana kahkaha atıyorum…
Kırılan korlarımı topladım aleve verdim
Bedenimde sinsi yalnızlığım
Açtığı yerde yediveren güllerim,
..
Gecelerin
Lacivert çığlıklara düşer
Dilleri lal
Gecelerin
Uzak dalgalara inanmak
..
lacivert akşamlardan
lale sabahlarına
uyanır gönlüm neşeyle
aydınlık doğar ruhuma
üşürken seher rüzgarında
ısınırım sonra gün güneşiyle
yeni günde yeni ümitlerle
..
Lacivert karşımda, beyaz yanımda
Herşey dilimin ucunda
Elimde sigara, paketim onda
Çakmağım bende, ben sende.
Lacivert, dil ve sigara
Herşey çok basit aslında.
..
Geceler neden lacivert sevdiğim?
Neden hüzün taşır otobüsler?
Sol yanından gördüğün bir çift teker,
Ağır adımlarla ilerlerken
kaldırım dibine çökmüş,
Bir çift göz bakar uzaklara,
ve sonra;
..
Her günün sonunda başlayan bir hüzünle
Sabahı dar ederek
Kızıl,kadife bir aydınlıktan
Güneş bir başka doğar İzmir’e.
Özlemle, sevgiyle sarıp kucaklar koca kenti
En güzel kokularını yüklenip gelmiş
Rüzgârları takıp peşine
..
Alakaya maydanoz
Bu nasıl lacivert
Ben anamı çok özledim
Yaşasın Cumhuriyet
Tavuklar çiçek açmış
Ellerinde poğaça
..
Bu akşamüstü seni
Göğsüme basıp ezdim
Kapkara iri bir salkım üzüm gibi.
Sonra doldudum köpürdeterek gözlerimin çanağına
Kopkoyulaşırken tepemde lacivert
İçin için içtim keyifle.
Ondandır şimdi böyle tekmeliyor kaburgamı
..
Çokça kalın lacivert
Çokça kalın tedirginlik…
Dirgen midir ki umutsuzluk
Gelir saplanır bilince.
Kalın lacivert çokça
..
Yıkılır toz olur voltasında yedi iklim
Sesi rotaya sığmaz aykırı bir mevsimin fotoğrafı çekilmektedir
Siyah ve karanlık bir geceye yıldız doğrar ter içinde bir külhanbeyi
Geceye lacivert yağar
Siz duyamazsınız
Anasona ay düşer inanamazsınız
..
Seni sevmek,özlemek,düşünmek,ayıp mı,günah mı?
İnsanların gözü üstümde.Sırtımda melamet kokan bir hırka.
Yapamıyorum sensiz.Ayıpsa ayıp,günahsa günah.
Güçlü görünmeye çalışıyorum,elimde yalandan bir tespih,sırtımda lacivert bir parka.
Gözlerine bakmak,savaş mı itilaf mı?
Canımı yakıyor.Gönlümün kıyısına çekilen abluka.
..
Beyaz ile birlikte yakışıyor lacivert,
Tatlısı acısıyla hayat zi-ahenk imiş.
Gizem yüklü şu dünya, her şey türlü türlü bak,
Yanlışlık var sanırdım, gül dikene denk imiş.
Sarı ile tek beyaz paha biçilmez değil,
..
Mavilere kardeş akmış yanaklarından
Siyahlar yerleşmişken ruhuna
Aramızda sarılar varken
Uzağız kırmızılara
Yeşil kere yakın yeşil kere uzakken
Mor kadar narin, lacivert kadar gururluyken ruhun
Ve aramızda sarılar varken alım
..
Ben gelemiyeceğim
Ama, orada olacağım.
Sen o köşeye baktığında,
Göreceksin beni.
Benim gözlerim ise,
Hep senin üzerinde olacak
Lacivert kalabalığın içerisinde...
..