PERİNUR OLGUN LACİVERT ŞİİRLERİ

PERİNUR OLGUN LACİVERT ŞİİRLERİ

Perinur Olgun

Kağıdı kalemi aldı eline kadın. Neler yazacaktı içindekileri ama "Sen de uyumuyorsun benim gibi" diye yazdı. Durdu kalemi dudaklarına götürdü. "Sevmezsin uykuyu gülmeyi sevdiğin kadar. Belki sigara içiyorsundur lacivert geceye karşı gözünü uzaklardaki parlak yıldıza dikip Uzatsan tutuverecekmişsin gibi uzansan avuçlarınnda Herkesin gecesi aynı gece de bazılarını uyutmuyor kahretsin.." dedi. Yollamadı. Bu belki yüzüncü başlayışıydı. Yutkundu pişmanlığım yaşadıklarıma değil yaşayamadıklarıma... Yatağının içine girdi uyuyor gibi yaptı gözlerini kapattı..
..

Devamını Oku
Perinur Olgun

Sevgililer Günüm 365-366-367- böyle devam ediyor seni gördüğüm gün başladı. Bir iki yıl derken üç yıl dört yıl... daha da devam edecek. Günümü şahane yapıyorsun gecelerimi gün. Yani gecelerim de şahane oluyor senle seni düşününce içime bir koku salınıyor nergis kokusu. Ruhum ateşlerde yanıyor. Odam yatağım perdem masam kalemim telefonum sen kokuyor. Çıldırıyorum.. odalarda duramıyorum. Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemiyorum. Mutfağa gidiyorum bir bardak soğuk su içiyorum. Buz gibi sular serinletmiyor içimdeki yangını. Balkonlar esintisiz meltemler kıpırtısız lodosa bile bana mısın demiyor tenim. Hastaymışsın Sevgili şimdi öğrendim. Gece rüyamdaydın. O gittiğimiz deniz kıyısına gitmişiz yine. Güneş yakmış tenini yine. Birden seni göremiyorum deli oluyorum denizde kıyı boyunca koşuyorum bulamıyorum. Demek ki sen hastaymışsın demek ki deli olmam bunaymış. Sen hasta olursun da ben gelmez miyim sen hasta olursum da ben ölmez miyim. Birazdan ordayım. Öpücüğümün ne kadar sihirli olduğunu unutmamışsın. Elbette "uf'unu" hemencecik geçireceğim. Yine yürüyeceğiz denizi seyrederek kim bilir belki yine bir uçak inecek bulutlardan süzüle süzüle. Ben sana bulutlardan süzülen uçağın ne kadar yakınlaştığını göstereceğim elimle. Sen elimin gösterdiği noktaya eğilince içim ürperecek değince saçların yüzüme. Saçının teli bile vücudumu titretmeye yetiyor Sevgili. Bendeki sevgin o kadar büyük ki içimdeki çağlayanlardan kova kova su taşısam yemyeşil çınarları sulasam yüreğime açtığın bahçelerden sana kucak kucak çiçek toplasam sarı düğün çiçekleri. Saçlarına taksam bir bir. Aralarına gökyüzü yerleştirsem. Dudağına öpücük kondursam en çocuğundan bilmem söküp atabilir miyim içindeki hüznü. Sen üzülme Sevgili hiçbir şeye. Sen benim her çaldığımda açılan kapım sen benim en güzel hediyem sen benim en saklı anımsın. İyice susadım sana Sevgili Sensizlik de kötü. Özlüyorsun söyleyemiyorsun istiyorsun gelemiyorsun. Gece oluyor. Sende de böyle mi oluyor bilmem gece daha bir lacivert saat on ikide. Sonra birden yıldızlar nerden çıkıyorsa gökyüzüne dağılıyorlar. Tenine dökülen simler gibi. Tüm gökyüzü tutuşuyor. O anda bir kuş olmanı istiyor bu gönlüm. Uçup yanıma odama konmanı. Ya da kuş olup uçup yanına gelmemi. Gel kurtar bu beni.
"Kahve içmeye gelebilir miyim? "...
15 Şubat 2015
..

Devamını Oku
Perinur Olgun

Canım oğlum, bir taneciğim; seni doğurduğum geceyi düşünüyorum da.. Baban o gece nöbetçiydi her zaman ki gibi. Daha emekliye ayrılmamıştı, çalışıyordu. Uzaklarda bir tütün deposunda gece bekçisiydi. O gece bir ara eve gelip bir şeyler getirmişti. O da meraklanıyordu. Bana baktı, seni sordu. Birlikte yemek yemiştik. Nedense benim canım yemekten istememişti de birlikte yumurta kaynatmıştık. Peynir ekmek, yanında sıcacığı hala dudaklarımda bir çay; güzel bir kahvaltı yapmıştık baban sen ve ben. Sen canımdan can, kanımdan kan olduğun gece, karnımdayken yediğin en son yemekti bunlar. Kolay mı doğdun bilemedim. Hüsniye Ebeyi çağırdık. Gece onunla geçti. Babanı çağırmadık 'Oğlun doğdu, gel! 'diye,işine engel olur diye. Seni sabah gördü. Lacivert bir geceydi. Van gecesi. İçeride sıcak soba, dışarıda soğuk kar, pırıl pırıl yıldızlar... Bir yıldız vardı ki lacivert geceye düşmüş, göz kırpar uzaklardan.. Bu 'Bu Tarık! 'dedim. Canımın içi oğlum.' Senin adını o zamanlar koydum,içimden, canımdan can olduğun gece.
Minicik kundaklara sardım seni, süt kokulu sabahlarda emzirdim, çıngıraklı beşiklerde salladım.
Büyüdün,düşer de dizini kanatır diye gözledim. Okula gittin seni beş ders içinde özledim.
Üzüm gözlü kavruğum; 'Susamlı simit kokulu anılarımın içinde sen vardın Anacığım ' demiştin ya! 'Susamlı simitlerini özledim' diye yazmıştın büyük okullarda okurken... Susamlı simit yiyemedim sen yokken oğul. Boğazıma düğümlendi simitler, susamlar da acılardan acı.. Genzimi yaktı.. yaktı da kavurdu...
Sen Oğul, yeşil umudum, bir taneciğim, yumuk elli topacığım.. İlk yazını yazarken, kalemini tutuşunu görseydin. Şimdi uzaklardan ben dolmakalem tutuşunu görüyorum. Her kağıda imza atışını. O yumuk eller imza atmayı da öğrenmiş diyorum..İmza atmış da kural olmuş imza attığı kağıtlar..Herkes ona uyar olmuş.
Canımın canı acır oğlum sen ağladığın geceler.. Camında damla olurum süzülürüm geceye. Balkonunda mor menekşeye çiğ olurum; sen farkına varmazsın göz yaşlarımın.
Sen güldüğün, mutlu olduğunda, hani o bahar gözlü kızla.. bir güvercin uçar ya söğütlerin arasından, dallarda mutluluk olurum.
Sen yoksan gülenlerin arasında 'Hani Tarık? ' derim. 'Benim sürmeli üveyiğim niye yoksun? Hani? Hanisin Tarık'ım? '
Kafanda sorun yumağı olduğu geceler, bir peri kızı olsam derim. Samanyolu’ndan atlasam, yıldızlı değneğimle yumağa dokunsam,çözsem bir bir hep isteğine göre.
Yatılı okulu kazandığın yılı düşünüyorum. Seni okula göndermek için dokuduğum sırmalı Van kilimini...İyi ki posta memuru beğenip aldı da yoksa nerden bulurduk yol parasını değil mi! ...
..

Devamını Oku
Perinur Olgun

Fena tutuldum duygularıma yok aF
Aşk iliklerimden geçiyor damla damlA
Razıyım kirpiklerinden gelecekse cezalaR
Kelebekler uçar geçer gözlerinden ak aK
Lacivert geceler verirken yıldızlara birer birer eL
Ilık bir şeyler değer okşar yanaklarımI
Sen Samanyolu’m sen düğün çiçeğim saçlarıma eS
Işığım ol sabahlarıma tenim ister ısınI
Ne olur gel desin tutsun ellerimden çiçekten elleriN
5.10.2007
..

Devamını Oku