1/:
Sallar kuyruğunu farem
Lacivert ekranım aydınlanır
Açılır binlerce pencere
Bilgi akar önüme.
2/:
Sallar kuyruğunu farem
Mavi monitörüm renklenir
Dökülür damla damla
Boya olur her yanım
..
1/:
Sallar kuyruğunu farem
Lacivert ekranım aydınlanır
Açılır binlerce pencere
Bilgi akar önüme.
2/:
Sallar kuyruğunu farem
Mavi monitörüm renklenir
Dökülür damla damla
Boya olur her yanım
..
1/:
Adı İrfanullah’tı,
Ya da Abdullah...
Ama düşleriyle sevişen bir adamdı o,
Bu sebeple tuzlu tuzlu ölüm terledi,
Yattığı son uykunun kapanmayan gözlerinden...
***
Düşleriyle ölümüne sevişen adam...
Teker teker ağladı çürümüş zamanları.
Lacivert ezgiler hönkürdü gri aynalara karşı.
..
1/:
Sarı bir şeytandı o kırmızı komplosunda yer alan...
Cam şangırtıları melodide pes bir ritimdi. Heyula maddeler duvarları yalayıp geçiyordu bir yarış atı hızıyla. Marsi'den bu yana akın akına kraterler. Karşıdan gelense bir eski zaman hyle'si. Ya da Daimon diye bir ruh. Ya da bir bozkırlı muharip ki silme alaz terkisi. Herkesi bir helecan boğuyordu boğazlarından. Biz mi? Aman aman... Kaosun ortasında...
2/:
Sarı bir şeytandı o kırmızı komplosunda yer alan...
Arz usul usul perdeye çıkıyordu. Çağ buzul çağı değildi henüz. Ateş mahlukatına hazırlık vardı. Her şey birkaç milyon ışık yılı... Ve bir sevdalık zamandı. Sonra doğulu bir savaşçı misali kimona sevişmelerine iştirak ediyordu iştahla ada. Ve ufaktan aşk ve meşk örmede bir yanına. Diğer yanına su serpmede... Yıldızlar uçuşmada galaktik paltosunda...
3/:
Sarı bir şeytandı o kırmızı komplosunda yer alan...
Sarı bir şeytan mıydı? Ya da lacivert satan? ... Kendi komplosunda olan o zaman. Kızgın dızmanlar ise bu hengamede hotozlu birini altına alıyordu. Eziyor ve üzerinden geçiyordu masif sevda ehlinin. Kozmik bir kapının kenarında bekleşen ise bizdik. Ve bir kaç Plüt ortodoksu. O ne? Kaçkın ışık yılı kısrakları bir mesihi daha bindiriyordu o sırada düldüle. Cesetler şehadet denizinde. Işk hanenin duvarlarına sıçrıyordu kanımız. Ve izanımız hiç çıkmamacasına.
4/:
..
1/:
Hayalime açılan lacivert kapı,
Apansız kapandı canalıcı yerinde anam oy!
***
Hey Sinan!
Koca Sinan, nerede kaldı ustalığın?
Mimarlar başılığın hangi sarayda,
Sıkışıp kalmış iki tuğla arasına.
Oysa sana yakışırdı sevda saraylarını berk kurmak,
Vurmak en efsunlu yerine kazmayı rüyaların,
..
1/:
Merak bu ya
Söyle bana uzaylı amca
Üzerimde uzanan şu lacivert uzaya
Gidiş - dönüş kaç lira?
Uzaylı amca bak şu kumbarama
Uzay biletini almaya yeter mi acaba?
Bir yıldır biriktirdiğim bu para
2/:
Merak bu ya
..
1/:
Küheylanım nallanır
Düğümlenir umutların kuyruğu
Mavilere boyanır kahverengi topraklar
Kanat çırpar dallardaki bozlağın turnaları
Altıncı parmağım bükülür
Açılır üçüncü gözüm
Tökezlerim sükûnet sahilinde
Ağı deler türküleyin acının balıkları
Yüklenir üstüme sevda dağları...
..
1/:
Türkümün rengi,
Maviye çalar...
Her kim dinlerse,
Mavi mavi türkümü,
Kırpar maviş gözlerini,
Lacivert geçmişine dalar.
2/:
Türkümün rengi,
Çalar kestaneye.
..
1/:
Bir hallaç pamuk ve kader el yazmaları atıyordu...
Ya kuasarlar öyle mi? Onlar ki öz hısımlarını konuk ederdiler yüreklerinde. Ama beceremiyorlardı henüz adam ağırlamayı. Çünkü sırlar ülkesine gelen kayboluyordu. Çünkü siren kızının gözleri birer gayyaydı sanki. Hatta lacivert tünel gibi ürkütücüydü yaşam kimilerine. Ve nabız atışı gibiydik biz arzularımızla. Bir dişi partikül yalnızlığına sevdalar katıyordu.
2/:
Bir hallaç pamuk ve kader el yazmaları atıyordu...
Özlemimizle yan yanaydık. Yapayalnızdık yaşadığımız kaoslarla. Gece ve güneş garip bir düşmanlıkla dansa durmuşlardı. Karanlıkla aydınlık aynı cephede. Ya da ilk savaş... Sonsuza kadar sürecek bir cebelleşmenin şahitleriydik. Yıldızlar da bizimle beraberdiler. Ve yeknesak yanıp sönüyorlardı. Meraktı bu. Ne olacak? Veya nasıl olacak? Yürekler ayarsızdı ve sabırsız atıyordu...
3/:
Bir hallaç pamuk ve kader el yazmaları atıyordu...
Yüreğimizde yabancı bir nazar vardı. Derin izler batıyordu keyfimizin fiziğine. Kabaralar acıtıyordu. Prototip bir dızmandı yüzeyimizdeki. Ve gecekondu kuruyordu izinsiz. Bing bangdan beri ivedilikle işliyordu elleri. Hissediyorduk an be an devinimini zamanın. Çünkü çukurlarımıza doldurduğumuz topraklar kavruluyordu. Tümsekler savruluyor, düzlüklerde tandırlar yanıyordu...
4/:
..
1/:
Atınca çevremize yeşil şalını
İlkbaharın kızı nazlı nisan
Kırlar çağırır beni:
'Koş Hasan! ...'
'Koş Hasan! ...'
2/:
Kocaman fırçasıyla bir ressam
Yeşile boyayınca ağaçları
Kırmızıya narları
..
1/:
Ya Yakhya!
Dokunma Meryem'ine Yarusalem'in...
Hala yoksan ölüm zenaatkarının,
Yarınki listeyi icraatında,
İlerlediğin yol üstünde emniyettesindir.
Kurallardaki bomboş koridorlara,
Lacivert gölgeni düşüremezsin.
Uğraşma Ya Yakhya!
Çünkü yayılırsa karanlık
..
Aylardan nisan geldi yine
Yani girdik uçurtma mevsimine
Bu yıl uçurtmamın üstüne
Koskocaman bir yürek çizdim
Satır satır selam yazdım
Uzaklarda ışılayan yıldızlara
Okuyunca yazdığımı ay dede
Sarışın yıldızlar çizdiğimi görünce
Öyle sevindiler öyle sevindiler ki
Göz kırptılar birer birer
..
1/:
Kahverengi ceketimdeki ak düğme
Kavuşturursun birbirine iki yakamı
Haydi bir iyilik daha et
Kavuştur bana köyümüzdeki anamı
2/:
Pembe gömleğimdeki al düğme
Ulaştırırsın sağ yakamı sol yakama
Tut ellerimden bir iyilik daha et
Ulaştır beni de almanya'daki babama
..