Lâ Tahzen Yüreğim-Garip Çoban Sıradışı > Şükür Günlüğü
----------------------------------------
Lâ Tahzen Yüreğim
Ecel kapıları çalıyor ulu orta yerlerde.
İçinde barındırdıklarımla takatim yok cananı görmeye.
Bir yolculuk dikkatimde söz geçmişim, ses bulmuşum.
Kerem ile tanışmam aslıyla iki rakip gibi
şimşekli bakışında çakmaklı, kıvılcımlıydı aşk.
Darağacına asılan saklı tarihti masal olmamıştı daha.
Sığda yada uzak bir kıyıda vardı bir şeyler elbette.
İç ice bir yerinde ben neyi taşıdım?
Açlığım soyundukça toprak çürüdü salındıkça sancaklaştı duaların.
Kastına sırlar geliyor ayrı düştüm pirimden cehenneme taşındım.
Çatışarak bir içlenmede can kuşum uçuyor.
Acımasız dünyaya zarif bir isyanda doğdum.
Her anlayışa kulak veriyor ırak yıkıntın.
Bir varoluşta sıkılgan aşk aşkta
O benki sendeki derin soluksuz fiiller.
O ben ki, sende şüpheli bir ölüm.
O ben ki, sürmeler çekmiş gözyaşlarındayım.
O ben kı, ruhunun cani yanlarındayım.
O ben ki, önemli bir not gibi babil kulendeyim.
O ben ki, okumayı dün gece bitirdim yüreğini.
O ben ki, açıkcası ruhun acı çekerken uyuyabildiğimi söyleyemem.
O ben ki, bugün de pek kendimde değildim dün gibi.
O ben ki, birşeyler sormak istiyorum size.
O ben kı, ama ne olduğunu bende bilmiyorum.
O ben kı, birşeyler yazmak istiyorum öznesi sen zamirinden feyz alarak.
O ben ki, kelime bulamıyorum elif, lam, mim gibi ruhuma gurbet dolduruyorsun.
O ben ki, tek bildiğim şoktayım bilgili bilgesini arayan deliyim.
İğreti suratta kendi yaşamını sürekli feda ediyor.
Kendi sesinin limanına sığınanların bır hevesi.
Bir kadın sevişmeyi bilmez aşkla savaşmayı bilmezse.
Bir komşuluğu yoldaşlığın rengi yoktur.
Dilimde yabancı buldum duasız sözleri.
Bizi biz yapanda cismi olmayanda vara benziyor umut eşiğinde bir heves.
Ka(y) nayanlar keşfe çıkmış ruhumda.
Tanımaksızın gurbet burcunda tok bir söyleşiyle.
Gönül bağı gazel oldukça aşkın elinden özlemeyecek aşık.
Düşüme yansımadı sözcüklerin uzaksa.
Tedirgin buluşmadaki suskunluk.
Senden ayrı kalmayı yük etsemde yüreğimde.
Selam söylerim gündüze gizlerim benim sevgim
az geldiyse gecelerin kölelik olsun.
Öyle cemresiz kal uzağına
Rüzgarı perdesiz ve cômert bir yürekte göğüsledim seni ey sevgili.
Hak insanda, insan hakta zorlamadan bütünleşmiş.
Helalleşerek lehv-i kalemle yazıyorum.
Her anlayışa kulak veriyorsun. Seziyorum secde edişini meleklerin.
Sordun sordun aşıklara şarap benim.
Onlarla dirilmiş yeşermiş tasavvufide siz neyi taşıdınız.
Büyük hakikate kapalı kayıp övünen diller.
Yaşayan bir ölü olduğumu hissettin belki.
Hükümsüz kalanlara virgülü koydum.
Yolculuğun temel kuralı sadece yolcu oluyorum.
Denizine gizlenen sırda dil yanlış.
Sevginin zekası davetsiz izleyici dünden bugüne.
Yüz yıllık yalnızlıklara bir gece belleğinden silinmez.
Karşınızda kusursuz bir yüz yabancı gözüyle
Feryat etmem bastırılmış bir isyanda yüreğinde terk etmişte olsa yar.
Sevdalı tutsaklığında saflığın simgesi kirlendikçe aklanan çiçeğinde kokarım.
Ne tuhaftır ki sefil kırılgan yanlarım.
Demem o ki, insan bedeninin özündeki bir yaradan damlıyorsun ey sevgili.
Büyük gözaltında yüreğin nefretlerinde.
Hesabın ve kavgan içlerindeki hanımefendi fikrinde kabul olmamış dileklerin.
Çalışan bir hizmetçi tenini süsleyen.
Ben size baldan utanan şekeri mecnun dalından alıp duygulardan getirdim.
Unutulmuş yolculuğa davet eden hallerinde yürek getirdim.
Yeni baştan hayali kalbime gizlenende izini bulmak için ruhunu ruhumu secdene getirdi.
Sırrımdan nefret ediyor ayak seslerim
Senin incindiğin benim hep yeniden dua dua
yollarına düştüğüm tesadüf olmayan aşk.
Ya ben kendimi nerden bulayım bir an.
Siz kımden kaçıyordunuz kalbimin efendisi.
Çok çektim mahçubum her şeyden biraz.
Gün batmıştı yavaştan, senle vedalaşırken ay çıkmıştı usulca.
Payıma düşeni alıyorum.
Melteme uyanıyor gururun.
Salınarak kıyılarıma vuranlarla zaten çoktan gitmiştin.
Lavantalı kurabiyeni unuttun rengarenk.
Sırrın köklerinde beni unutmaktan korkma.
Ezberlerini bozacak hasretin bulutunda dualarım.
Şimdi yüreğimin terazisinin bir kefesi boş.
Melankoli yüklü yaşamda acı yaşamımın özüdür.
Kuytu köşelerimde varım, çünkü olmak istedim aşkta.
Ses getirmesede aşkla sufi
Hala yayılıyor bakışın tenime.
Yola gıren dursada artık yolcudur yüreğin.
Küçük ve zararsız kalıplarında tek ömre sığmayan düşlerin.
Canından kopmuştu yakıcı ve ruhun derinliklerinden fışkırandı bir can parçası.
Selamlaman bir küçümseme ve meydan okuma seslenemediklerinde.
İtiraf edilmemiş hiç bir duygu yoktur aşkta.
Kendini bırakıp gidende tüm bunlar bir sese ulaştı.
Dünyada yapayalnız kalmış gibiydi gùnler.
Ölümsüzdür insanlığı aydınlatacak sesinde insanca çınıltı.
Bir dokunuş kuşatıyor kuşatıyorsun gecemi.
Söyleşiye geçmeden okuyorum arzularını.
Söyleşiden sonraki kahve falını mı merak ediyorsun?
Söylenmez derler ama ben senin vakitsiz kısmet kapında ruhum
Yaşamları kutsayan bir kederde unutma günlüklerimiz.
Neleri yazdınız?
Küçük acılarda çırpınan sessizlik.
Gürültünün iki ayrı yakasında üç şiir bir aşk vardı.
Kesik cümlelerden bildik biçimini bozmakta aşkta derdim.
Saygıyla sevdiğim bir dostum benim anın içinde.
Ne kadar becerdiğim ayrı bir çırpınış.
Bir boşluk, bir eksiklik, bir gecikme alçakgönüllülükte deli derviş.
İnandığım sonsuzluğa yazmaya çalışıyorum azabı.
Bir gizli tepki sevginin gevşek dokusunda aşka.
Kaldığın yerde beyazlarımda gövdeden dal kırıldı.
Seyru seferinde hatıraların çılgınca bir bakış yaşlı gözlerinde.
Geceye kanatlanmış yorgunluğum iz sürüyor secdede.
Hüznüm dervişin heybesinde aşksızım
Unutmaktan arda kalan notlarmı yazılı gönül eşiklerinde.
Büyüdükçe yabancılaşan bir yalnız sürüyor özel kılınanda.
Uzağa gideceksiniz sulayamadığınız çiceklerin cümbüşüyle.
Çın çın öten bir sonsuzluk duygusunda onbiray çiçeğiniz.
Birden bire bütün bunlara dönüşende
duyumsanan hayat kısa, yoksul, sıradan olduğunu düşüneceksiniz.
Dua ve iki duygu
sizi bu dünyaya sarılmaya götürecek yarım kalmış hayallerle aşka.
Yalnız bir sürgünde bu yaşantıların derin ızleri yansıyan.
Soyutlanarak sığlığın gücünden daha da yüceldi ve insanileşti aşk.
Uzaklardan yapayalnız sabahlananda uyandırdı beni.
Bilirim askın elinde ne olduğunu
biri o ve biri güneşin görkemindeki suskun aşkın
Her sürgünüm ruhuna besmeleyle.
Düş kurma bırak dilsiz yanıma avuçların konuşsun.
Yeterki gülsen seyr-i aleme ben hep seni severim.
Bitmez tükenmez geceler teninde dost.
Sende dinle şems vaktini ay karanlıkken.
Nazlanıyor yıldızlar sabaha fer fecirde.
Bir sesleniş var ey nidasıyla başlayan.
Başını çevirdiğinde yok sayan.
Tevazuyla söylenmiş yalnızlığına bir seslenişle can bulduğu bir tutam tutum.
Bir sôyleşi olanağı aslıyla kendine sesleniş.
Yükünden kurtulunan duygunun düğümünün çözüldüğü bir çığlıklasın.
Dışarının içinde süren yankısında salkım saçak savruluşta.
İçine gömülmüş kesişme noktasında anımsamanın elifinde yenilgim.
İlk gençliğin ruhumda gönül borcum
Benim dilim ruh üşümesidir.
Yanar yüreğin dört kapısı vardır odasıdır.
Bakışın korkuyor dilimden gelmek isterken.
Çok üşümüş sırrın kendine.
Benim bendim bir kere aşılır dönemezsin geriye.
Seni geceyi aşık sanma aşıklar olmazsa.
Her şey yerli yerinde.
Sen güneşi bekleme o da kendi işinde.
Sensiz ol dilime savrulursa yüreğin.
Ağlamalısın bağrında iman nişanında sevgiyle.
Yar ise sakın kanma gözüne.
Yarensen aldanma diline.
Koskacaman mı sandın sen dünyayı.
Sığdı bak dünyada sevgiliyle gönlüne.
Şimdi dokunuyor dünya sevgiliye erınce.
Şimdi dokunuyor yaşadım sandıkların dokunamadığın sevgilide.
Şimdi ağladığın gibi hiç ağladınmı sor bir kez sevgili diye kendine
Yaşamın izinde neyi amaçladınız?
O gùnlerden bugünlere neler oldu?
Acılarda neler değişti?
Umutla yaşayan insanda kendi diliyle konuşamayan akıllar.
Kaybedeceği en son şeyi umutlar arasında kalmış perşembe.
Günlük tutanlar hala doğup büyüme içinde.
Üç ayrı akışta saç örgüsü duygular bir birine geçmiş gözeterek.
Hayatla ödeşmek isteyen sıradışı bir hayat ve bir insanda rastlantıya bırakılmayanlar.
Denizlerimde rüzgar içgüdüsel bir hal.
Sırrın başladığı noktada hayatı izlemek olan bir adamı tanıyoruz.
Duvarın ardına geçiyor
artık sakin sakin yürüyüşünde esintilerin yarattığı keskin kokulu erdem.
Hepsi çok özeldi hazandan önce söyleşirken yüreğim.
Eli boş gelmedi yüreğinin
Sudaki ateşte ağıtsız bir çığlık hakikatin parçalanmamış aynası tutuyor.
İnsanın içini yakanda kavgasını verenlerde kırılmalar.
Tutunmaya çalışıyor ölüm aydınlık ve yalın yüküyle beli bükülebiliyor.
Ayırt edici engin birikiminde dağınık yazılarda yeniden buluşma.
Düşüncenin donduğu çağda kendime çok uzak pasaklı duygularım.
Yitik adamın öyküsünde tedirgin edici seugi saplantılı insanlar.
Kendi düzenini özümseten yalnızlığa inat direnmenin estetiğinde söyleşi.
İhaneti virgülle ayrılmış sevginin insandan.
Kin ve nefretin haykırdıği gerçeklik duygusunun yitirilişinde aşk.
Çan damarında hayat bir duyumsayış.
Belkisine saklanmiş bir arzulayış, bir dokunuştan damıtılan
Şaşırtıyor beni sarıldın yine.
En büyük tılsımından damıtılansın aşkta.
Gerçeklere kayıyor yaşamın bana ilginç geliyor bakışların.
Tuhaf bir şey kısmetinde yanılmadın.
Yüreğimin mitosu haline geldi tenin.
Farklı rüyalar sokağında yaşayanlara inat.
Ne yapacağını bilmiyorda olsa yüreğin.
Biraz bekleyin herşeyin esirgendiği ayağında tenim.
Dualarımın perisi size nasıl fısıldadı aşkı.
Nam-ı diğer kaldırım serçesine çok benziyor garipliğim.
Çok etkileyici aşk şiirlerimde aşkin.
Tüm hayatı değiştirende iyi ki varsın.
Cümle oluyor işte o zamam müthiş bir hayat başlıyor.
Lükse çok düşkün hayata inat
mücevherisin edebimin müsade ettiği kadar efsane güzel ruhunla ruhumda
Askın çırpındığı bomboş vakitte uzun örtüleriyle sevgili.
Paramparça ve bomboş göğüs kafesim.
Suskun yüreğimin çırpındığı vakitte uygundur gece ölüme gitmeni.
Yaradan fışkıran içtenliğin elvedasında elinde karanfil.
Anımsamıyorum ne zaman karşılaştığımızı çevrilmemişti duygular duaya.
Bir sahafta bulup almış olduğun bir kitaptaki sıradışı gelen bir öyküm belki.
Okuyup okumadığını hala anımsamıyorsun.
Ne yazıkkı kayıp sevgin yaşamakta olduklarımız.
Yüzlerce yıllık fark zaman sürecinde zihnime işlenişin.
Aklımda nedense alçakgönüllü sözcüklerim.
Habersizdim sevginden
hayranlık duymama yeterliydi hayallerinde yarım kalmış içtenliğinde
adanan'da ölümsüzdün sevgili.
y.ed...17:13...16.05.2009 Garip Çoban Sıradışı
http://www.beyazrenkler.org/forum/showthread.php? t=17943
Kayıt Tarihi : 17.5.2009 19:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kör bir karanlığım
Kuytulardan yükselen aşk içre feryadım
Yaprağı baharda solan
nazlı bir gözyaşıyım
Sözünü içine atan YAR... bakışına seyre dalayımm...
TÜM YORUMLAR (1)