La tahzen dedi içimden bir ses.
Bu kadar yakılmışken yeri miydi?
Adam veda etmeyi neden öğrenemedi?
İlk ve son kez dedi,
hiç de ciddi olmaz bu kadar,
pek de durmaz üstünde.
Sonra yarım bir cümle açtı:
“Ben” dedi ve sustu.
Kadın, en sevgili gözlerde durdu,
ekledi sonra: gidenleri kabul ettim,
bir sevdazedeyim.
Tekrar sustu.
Hoyrat sözler geldi aklına,
şiir yazdığı kadınları düşledi.
Ah ilm-i aşk, ne vardı bu divanda?
İçine dönük sözler etti âşık kadına.
La tahzen dedi içindeki:
Neresi uçurumsa, oradan atlamalı.
Ay gökyüzü, bu yıldızlar yalan.
Her yere açılan kapılar var da
her yâre kapanan bir kapıyım ben.
Kapı da yaralanır,
kapı da eskir.
Kapı…
Artık kapanık.
Kadın uzattı ellerini adama,
tek söz istiyordu adamdan.
Ha gayret dedi içinden adam:
“Aldandım” de,
bir şey de be.
Karanlık bile yoktu.
Hiç bu kadar yalnız kalmamış olsa gerek
ayrılık, o ve kadın.
Saçlarını uzattı her giden kadın ömrüme.
İlk ilmeği annesinden bilir,
her saçta urgan ördü.
Bitmeyen baş ağrıları edindi.
Ve dedi ki kadına:
Birkaç kapım daha var,
hepsi üstüme kapanana kadar.
Urganıma birkaç tel daha var,
boğazıma dolanana kadar.
İçimde bir kaçış var,
aynada bana rastlayana kadar.
La tahzen dedi ses, son kez.
Kadın kapısını kapattı.
Birkaç söz düştü yere
ve kimse buna aldırmadı.
Kayıt Tarihi : 25.12.2025 22:08:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!