Lâ Mevcude İlla Hû - Garib Çoban

Lâ Mevcude İlla Hû - Garib Çoban

Allah, vazgeçenlerle değil.
Sabredenlerle beraberdir.
Fikirlerinden sıyrılarak, akıl ile kalp arasında uzun bir yolculuğa teheccüt vakti estağfirullah ile çık gönül diyerek.
Derin duyguları dualara yazarak ruhum özgürleşti.
Hayat sürprizlerle doludur.
Hiç beklemediğiniz anda, en az hayal ettiğiniz şeyler gerçekleşir.
Dünyalık olanı seçmeyin, ahirette değerli olanı seçene aşk olsun.
Ey gönül sevdik ya, imkansız olanı yaptık Elhamdulillah.

Ayıp görücü kimselerin de ayıplı tarafları vardır.
En kötü kusur, kendi suçunu atlayıp.
başkalarınınki üstünde durmaktır.
İnsan Allah’ın yarattığını.
beğenmeyecek kadar acaba kendini ne sanıyordu?..
Her canlı ölür ve her yeni eskiyip yok olur.
Ömrünüze ve dünya süsüne aldanmayın, âhiret hazırlığı yapın.
Ey gönül sevdik ya, imkansız olanı yaptık Elhamdulillah.

İnsanlar müzik aletleri gibidir: sesleri onlara kimin dokunduğuna bağlıdır.
Gerçek bir insanın ruhu, en karmaşık, en nazik ve en melodik müzik aletidir.
Sonbahar kırılgan güzel.
İncelikle kararlı, şefkatle tehlikeli. Yağmuru ve opal akşamı sever.
Ve omuzlara sarılmış düşen yapraklardan oluşan bir iz.
Ey gönül sevdik ya, imkansız olanı yaptık Elhamdulillah.

Nefis bir sis kokuyor.
Dumanlı rüzgar ve sarhoş elma.
Ve kanatlardaki kar fırtınaları uzaklaşıyor.
Ayna ayna bir an içinde şems vakti, karşımda seni buldum.
Ben yokken içerde hırsız var, teheccüt vakti seni buldum aynalar içinde.
Deliye görünen dünya hakikatse.
Asla yorulma ne olduğun hakkında ara.
Ey gönül sevdik ya, imkansız olanı yaptık Elhamdulillah.

Ben bu diyara zenbille gelmedim.
Nehir gibidir insan, derinlerinde ne saklar.
Ve Süleyman, Dâvud’a vâris oldu ve dedi ki!..
Ey insanlar!..
Bize kuşların dili öğretildi ve bize her şeyden verildi. Neml -16
Ve ancak âşık olan sâdık olur.
Ne fırtınalar kopar, söylemez.
Sadece; sessizce akar ve gider.
Ey gönül sevdik ya, imkansız olanı yaptık Elhamdulillah.

Zikrederek, şükrederek Hakk'ı buldum.
Âşık olup, kınanarak candan geçtim.
Ayrıldığın anda kalbini dinlemek istiyorum.
Böylece bu aşkın gerçek olduğunu bileyim.
Sonsuza kadar mühürlendim v/akte.
Bütün bunlar utanç, hayâ ve hicap duygusu, edep dediğimiz harç cümlesindendir.
Ey gönül sevdik ya, imkansız olanı yaptık Elhamdulillah.

Gerçek iyilik hiçbir şey istemez, hiçbir şey beklemez.
Hiçbir şey talep etmez ve gerçekten kimseyi dışlamadan herkesi kucaklar.
Sevgilinin b/aktığı yüz her şeyi açığa vuran bir aynadır.
Ben beni sevmezken, her şey güneşi seviyor.
Öyleyse oturup bekleyelim, yorulsun zaman , an’ı yaşamak başlasın, dönelim kendimize.
Ey gönül sevdik ya, imkansız olanı yaptık Elhamdulillah.

Aşkın sırra kadem bastığı bir demdeyiz şems vakti ve her ân yenilenmek hamlesi.
Hakikat ve gerçeklik ayrımı yapan, banada, sanada görünen kurgudur.
Aşık olmak, bir yüze aşina olmaktır.
Yaşanılan sevgiyi hasatla değil, ekilen tohumlarla değerlendirin.
Hiçbir düşüncesi yok gibi olan insanların arasında.
Ey gönül sevdik ya, imkansız olanı yaptık Elhamdulillah.

Kendini anlatmak isteyen herkes mutlaka kendi hayatının şairi olmalıdır.
Susuyor ve bekliyorum ay içinde zamanı geldi.
Geride benden bir iz kalmayacak.
Karanlık ve soğuk kuşatacak.
Benimden yorgun ruhumu.
Ruhum, ham bir yemiş gibi, özsudan yoksun.
Ey gönül sevdik ya, imkansız olanı yaptık Elhamdulillah.

Soldu fırtınalarında yazgının.
Yaşamın kızgın güneşi altında kavruldu şahı merdan.
Şu beli bükülmüş ihtiyar dünya bize nazaran ne kadar büyük olsa da, bir sınırı bir sonu vardır.
Gitmekle, bitmez değildir.
Amacını umutların ve tutkuların.
Bana neler hazırladığını söylemeye gelecek mi?..
Ey gönül sevdik ya, imkansız olanı yaptık Elhamdulillah.
(Y.ed - Rahmanın Sofrası Albümü)