La mekân perdelerinden bir nişan iken,
Bana zuhûr eyledi sırlar kan içinde.
Üç yüz altmış altı nefes birden dolup,
Her biri devrân sürer hicran içinde.
Arz u semâ hep bana âyîn kesildi,
Gizli hakîkat göründü pinhân içinde.
Bir tel saçına düştüm aşkın rüzgârı ile,
Kaldım o zülfin esîr-i zindân içinde.
Gecem gündüzime karıştı dem-be-dem,
Ne yaktı ateşi ne söndü duman içinde.
Bir kelâm etti mâh yüzlü sır ehli,
Ben dahi kayboldum ol beyân içinde.
Ne varlık kaldı bende ne yokluk izi,
Hepsi eridi aşkın ummân içinde.
Seyr ü sülûk yollarına düşen bilir ki,
Her adım bir âlem açar insân içinde.
Menzil mi son bulur, yoksa yol mu biter,
Kimseler bilmez bu hâli devrân içinde.
Ben ise bir zerre iken bâde-i aşkın,
Kubbelerden döküldüm mestân içinde.
Nice bin yılın sözü çöktü gönlüme,
Bir anlık tecellînin seyrân içinde.
Kim gördüyse bu hâli bir daha dönmedi,
Çünkü kalır herkes ol mihmân içinde.
Ve ben yine durdum eşikte sessiz,
Ne sözdür dilimde ne hâl îz içinde.
Sana açıldı ey Sâdık sırların perdesi,
Tut beni kaybolduğum bu îmân içinde
Ejder Gulkokar fakirül Melâmi
22/11/2025
Ankara Kızılay Saat 🕒 13:00
Kayıt Tarihi : 22.11.2025 13:45:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!