La’l’da Seyr-u sefer aşk'a- Son sözler.. ...

----------------------------------------

sözüm savaşa dilim lal’a döndü
bunca kaygı bunca düşünce, acınası zavallıyım işte
sende sus, sanki hiç olmamış gibi, gecenin dudaklarında
sustum sana susadıklarımla, kucaklarken gece dua dua

büsbütün yitirdin öylemi,

şimdi arıyor dudaklarım sevdiğinin dudaklarını,

benim bunda kararım yok, övünçle anımsayarak besledim seni sevi için,

değişirmi sandın okumaya gelmiştim o cekicilik sende kalsın,

ben halim arz etmeye geldim yüreğine,

tenine değilki çekiciliğim, konup göçmeleri bilmem

şimdi bıraktın okumayı, devamlı gidiyor gözyaşların

derin ırmaklar geçen düşüncene verdin kendini,,,

sen gece misin? Öyle çok baktım ki güzelliğine
boynu vurulmuş sevgilerin içindeki hayatta,
çok mutluyum şu anda, gömülüp kalmış aşkların ıtırı dervişin hırkasından,
yarın görüşürüz uyuyan yanlarımızda, üşüyormusun?
en aldın bendeki ağırlaşmış yorgunluğu, sen kimsin?
adın nedir? Gizlice buluştuğum gecelerinde

yavaş yavaş sokulan kaçak kadının duygularıyla çarpıyorsun bağrıma,
hasretine yanan nedir? Sual etsene boğuluyor sesim,
bir uyku,güzel bir duygusun bilinmez dertlerime,
boynuna düşen saçlarını taramak için haz dolu duygularım gecelerinde
derdi çok eyüb'muyum yoksa, bir demet açar gibi kucaklıyorsun,
nerden çağırdın sen nasıl istersen öyle olsun! ,
fışkıranlar nedir yeter artık derken, bildik aşklardan değil

uzanıyor dokunacakken pencereleri ben açmadım ki,
fırtına nerden çıktı gönül evimin içinde, o saatler geri çeviriyor
gönlümce bulup koruduğum özü ve sevinci yaşamımın
miskinliğime esenler kapılarımı çarpıyor, bağrışlarım avaz avaz kimse duymuyor,
beklenmedik bir şey dün olmuş günlere benziyor,
geri getir bu gece o aşktan kenetlenen dualarından

mevsimin hazanına inat, bana ibret veren bir yaprak gibi,
nice olacak hallerim? Kalabalıkların içinde kenetlenen ellerimle duaya
gecelerin kapılarını açtın yol alan ırmağa döndüm, gittim sanırım çok uzaklara
sanki yüz kapının ardındasın, yürekten sevilmiş olmalı tanıdık aşkla
her açtığım kapıda kul olmak için bekliyorum yine gündüz çıkıyor,
gönül paramparça, dualar delik deşik, düşlerinde
kendi yazgımın peşinde bu kadar kapıyı aralayan kim?

sahibem kasıp kavuran nedir beni, talihe,gönüle yaraşır bir şeymi
ne ektin bana hak şarabı içemem ki ben, kurtulmak istiyorum
ama neyden daha zor bu aşk safi bir güzellik kusursuz bir arayış
gitmeye zorlayan değildi aşk,okumaya gelmiştim utanç duymadan
gönül simgesisin durmadan su içer gibi,bu ne çılgınlık
soluğum kesiliyor kapılarını geçtikçe avlularında,
sancağım sensin bir sabah kayboluverdin,

ne çıkıyor sana yalvarmakta ne şarabım ben hariçmi aşk
bir şeyi haykırmıyorum, sensin beni endişelendiren çok büyük güneşssin,
titriyorum her ışığın süzdükçe gün geçtikçe daha çok üşüyorum,
bir çığlık gibi cansızlığıma canın ne anlatacak seve seve

hiç bu kadar ihtişamlı olmamıştı evvel ahir,
zahirim yanımdan geçtikçe, çılgına dönmüş sırlarım duyduğum yarın oluyor,
inliyor bülbülün soluğu, hala tanığısın eğer uyumuyorsa şafağın,
etrafına bakanlar neyi arıyor,
bir şenliğe dönüşüyor gecelerde seni görmek,
uzanıyoruz uzanmadan yıkanan gecede,
ufku az olan dunyada, yitirdiklerimizde taşıyoruz boğulan yanlarımızla,
aldırmadan geliyorsun dualarıma

halimi arz etmeye geldiğim kapı ne zaman açılak,
büyük yankı uyandırıyor şifrelerini vasiyetin uykudan gizemli arayışında,
komşunu sev der gibi hangi kapının ardında mülkün,
mahlamın izlerini keşfettin tedavi ediyor duaların,
sen bedelini söyle hislerime söyle tek tek ölüyor,
düştemi gördüm neyin esareti reçetende başka ne var?
dertli yüreğim senin mutluluğun daha ne kadar ağlayacağım

biçareyim çekingen ve utangacım, hastaya söylemiyorlar gerçek derdini,
kaybetmemem içinmi acılarım, gark oluyor hislerim tavsiye eden kim?
ihmal etmedim ki bay yanlışları, sanki meddah bana zulmediyor,
nesnen eksiliyormu seni seviyorsam, ipuçlarının neresinde barındırıyorsun,
zayıf bir karakterim karşında, bır avuç toprak değilmi seninde komşuluğun,
ilkin gerçeğindesin tarzınla aşka,sen esir değilsin, kendi kendinin efendisisin,

ne istiyorsun benden, hiç sevmemiştim daha önce ben
genellikle her kes beğenir şiirlerimi, o güzel doyun her şeye razı
nasıl kaybettiğimi düşünüyorum güzelliğini, suskunluğunda
son günü konuşuyor her gitmelerde fısıl fısıl gecede
sabahın şakamız hoşuna gitmemişti, yine doğmuştun duada
tuhaf bir duygu kapladı içimi, anlatılmaz bir biçimde
tutkularıma yabancıyım ruhun için yalvarıyorum sana

günah benden gitti, içinde sayılırım artık dualarla
benim istersen hiç sevme,kosacağım o aşkın sesinde
dervişlere, delilere, dizelere, ahmak ahmak soracağım
koşacağım vicdanımhiç rahatsız değil her gece seni istemekle
yalan söylemiyorum ayna, gerçek bu sen sevmesende beni
hayran olduğumu söylemem kendime, kıskanır o vakit kadınlar,

konuşamıyorsamda aşkımdan, güçlendirmek için ruhu
düşlemeden girdin düşlerime, alışılmış saygı bu
hani düşünce gelse dilime, bu kadar kolay alınmam kendime
yüreğinde sakladığın yüzüne ihtiyacım var
bana huzur veriyor, ilk kez rüyamda gördüğüm sen
hayasız dünya, tam konuşacağım sıra anladım sende yorgunsun
hadi git, tenimiz anladı, değmez dünya ten peşindeyse

sürgünler beni yok sanır, ne kadar zaman geçti
dopdolu ömür kuşkusuz öfkelerim tutulmuş aşka
gizli şeyler öyle bir yandım fena
gafil avlananlar gibi kanmam, vakit yok artık aşkla ayrılmaya
diz çöken yüreğimden sensizliğe yağmur olan avuçlarım sarhoş
az şey değil geldiğin yere gitmek kederle,
sözlerin ilk basamak idam sehbasına merdiven gibisin
benden önce söylenmiş sözler kapılarımı açmadan
ne çılgınlık bu aşk
yitip gitmiş bir fırsatsın aşk’a
beni nereye atarlarsa atsınlar, ben yanmaya talibim aşkına
La’l’da Seyr-u sefer, suskunluk zamanı artık aşk’a

y.e.d…05.49.11.2008.. Engin Demirci…
http://www.beyazrenkler.org/forum/showthread.php? t=11421