Ve duman içini sarar kömürü yüzüne vuran gecede
Yağmurun ıslaklığı serinletir belki yanaklarındaki kırmızı sevinci
Işıklar lacivertin içinde birer sis bulutu
Lacivert dalgalanıyor deniz gibi
Hem karanlık, hem deniz, hem su, hem kaldırımdır lacivert.
Yerden seker mutluluk lacivertte
Ruhunu ezen bir rüzgar eser hissedersen
Bir kayık göreceksin
'Çıkıyor kayık iniyor kayık'
Laciverte bürünüyor kayık
Dalgalı saçı esmer bir fransız kadın siyah kadifeden yuvarlak şapkasının altında gülümseyecek.
O, kayığı hiç görmeyecek, laciverti de bilmeyecek.
Karşılıklı kadeh kaldıracaksınız kırmızı şaraba
Tozlu tahta masadan sekecek şarap damlaları,
Yapışkan bir alkol tortusu bırakacak.
Beraber yürüyeceksiniz.
Yol uzun.
Kusuruzca fransızca konuştuğunu farkedeceksin.
Siyah kadife şapkanı elleyeceksin.
Dalgalı saçların uçuşacak.
İstanbul’da yalnız bir Fransız kadın olduğunu anlayıp üzüleceksin.
Kayıt Tarihi : 13.6.2004 13:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!