Çocukken yazar olmayı çok istemişimdir
Gerçekleri dile getiren, korkmayan olmayı dilemişimdir
Ne yazık ki zaman içinde istenilenler olmuyor
Değişik ilişkiler, yönlenmeler insanı başka yönlere itiyor
Her şeye rağmen yazmaya başladım
Geçmişte, bugün çok şeyler yazdım
Kimi yazdıklarımı bastım
Kimilerine henüz basmadım
Ülkemde yazı yazmak
Yazdıklarını basmak
Güç ve çevreyle başlıyor
Özellikle siyasallaşmak, at başı gidiyor
Ülkemde iki taraf var
Devletten yana olanlar
Devlete karşı çıkanlar
Yerliler yabancılar
Kürtler, aleviler, siyasallaşanlar
Ilıman Radikal Müslümanlar
Sağcılar, solcular
Aydınlar aydın olmayanlar
Gerçekleri söylemek
Kimlikli, kişilikli hareket etmek
Yazar kavramındaki temel ilkeler
Yazdıklarının okunması ise, başka beklentiler
Ortalığa konuşmak, gerçekler üzerinde durmamak, günün meşhur anlayışı
Hele iktidar karşıtı, devlet karşıtı olmak ise, yazarlığın temel taşı
Günün siyasetçileri, dedi kodu yazarlarına bolca doküman veriyorlar
Çocuklar gibi, milletin önünde hır gür oynaşıyorlar
Haberci magazin basın ise, sırtlarda kamera, ellerinde mikrofonlar
Haber olsunda ne olursa olsun, yeter ki dedikodu olsun hesabındalar
Birileri bu dedikoduları durmadan yazmaktalar
Birileri de çıkıp günlerce, aylarca açık oturum yapmaktalar
Yazar deyince aklıma engel tanımazlık geliyor
Hâlbuki günümüzün yazarlarının her bir sözü insan önüne engel dikiyor
Tarih, yasalar, ideolojiler, kahramanlar, değiştirilmez ilkeler, engel olarak dikiliyor
Cumhuriyet öncesinde, halife-i Ruyi Zemin adına insanlar susturuluyordu
Cumhuriyet döneminde ise, ilkeler ve kahramanlar adına susturuluyor
İnsanlık için adaleti düşlediğimde
İnsan kardeşliği için fedakârlığı düşlediğimde
Çağın bireyci davranışları dikildi karşıma
Çağın bireyci davranışlarının temel taşı Fransız ihtilali kavramlara
Kavramlar, ilkelere, kurallara
Dönüştürüldüğünden beri, çağ her an çıkar kavgasında
En üstün doruğu yaşıyordu
Çıkarlar ise gerçek dışı davranıyordu
Gerçek dışı davrananlar, yalanlar arkasına sığınıyordu
Cumhuriyet devrinin, özellikle devletten yana olan yazarları
Küçük bir burjuva sınıfı yaratmışlar, takmıyordu insanları
İnsanların çoğu onların gözünde ikinci sınıf vatandaş gibiydi
Onlar, övünerek, gerinerek, ikinci sınıf insanlara yol gösteriyorlar gibiydi
Edaları, tavırları hiç bundan farklı değildi
Gazete köşelerinde, kitaplarında, televizyonlarda kestikleri ahkâmlar
Devleti, devletin ilkelerini, tarihi arkasına alarak yapılan konuşmalar
Sağ sol çatışmasında, sol Kemalistler ve muhafazakârlar devletçi olarak
Sağcılar iktidar olursa, sol Kemalistler devrim çağrısında
Solcular iktidar olursa, muhafazakârlar demokratlık çağrısında
Her biri kendisi iktidar olursa, aynı yasalar, aynı kasalar, aynı makamlar güllük gülistanlık
Karşı taraf iktidar olursa ülke makber, her yerde bir karanlık
Kısaca sol iktidar olursa, ülkenin kapitalist düzeninden rahatsız değil
Aynı kapitalist düzende sağ iktidar olursa, solun karşı çıkışları inandırıcı değil
Gerçek göstermiştir ki, mesele ideolojiler değil iktidar savaşı
İktidarların balından ballanma yarışı
“Bal tutan parmağını yalar” özetinde
Bal peteğine uzanan sol el, sağ el itişmekte
Her itişişleri sanki ideolojik söylemde
Ama iktidarlarında bir şey değişmez nedense
Yazar olmayı düşlediğimde
Yazarın gerçek bir aydın olması gerektiğine inanıyordum delicesine
Hayalimdeki yazar anlayışında, yazarın dayatmaları olmamalıydı
Yazar, önce kendini, sonra, fikirlerini, insanları özgür bırakmalıydı
Ama ülkemin yazarları nedense kendi fikirlerini dayatıyordu
Tuttukları siyasi partilerin iktidar muhalefet oluşlarına göre rüzgâr estiriyordu
İnancıma göre yazar gerçek bir aydın olmalıydı
Gerçek bir aydının ise, ideolojisi, dini, yasaları dogma olmamalıydı
Kalıplaşan, tartışılamayan, değiştirilemeyen dogmaydı
Dogmalar ise, insanı, insanlığı zamana köle alandı
Ülkemin yazarları ise,
Kendinden, düzenden başka her şeyi sorgulayan
Ama asla kendini, düzeni sorgulatmayan
Kendisi sorgulandığında, Atatürk’ün, Laikliğin, Cumhuriyetçiliğin arkasına sığınan
Kendini fikirleriyle değil, tarih içinde oluşturulan mitlerle korumaya çalışan
Böylece, çoğu zaman istismar ederek arkasına sığındığı mitlerle konuşan
İnsan olmayı birinci ilkesi haline getirmişti
Özgürce fikirlerinin tartışılmasına, asla izin vermemişti
Kimlikli, kişilikli olmak yazar olmanın temel kuralıdır diye inanıyorum
Her fikre, inanca, ideolojiye, ırka, mezhebe, ekole şirinlik yapılmamasına inanıyorum
Ermeniler söz konusu olunca “hepimiz Ermeni’yiz”
Alevilik söz konusu olunca “hepimiz aleviyiz”
Türklük söz konusu olunca “hepimiz Türk’üz”
Kürtlük söz konusu olunca “hepimiz Kürt’üz”
Müslümanlık söz konusu olunca, “elhamdülillah Müslüman’ız”
İnsanlık söz konusu olunca “hepimiz insanız”
Cumhuriyetçilik söz konusu olunca “hepimiz Cumhuriyetçiyiz”
Laikçilik söz konusu olunca “hepimiz laikiz”
Şanlı tarih söz konusu olunca “hepimiz Osmanlıyız”
Avrupalılık söz konusu olunca “hepimiz Avrupalıyız”
Ne kadar ucuz birleşimler diye düşünüyorum
Bir insan, birbirinden çelişkili bu kadar şey olabilir mi diye düşünüyorum
İdeolojik olarak, inanç olarak birbirinden ayrı bu konulardaki bu tür söylemler
Kişilik, kimlik üzerindeki bu tür değişimler
Aydın olmak yolunda yürüyen, gerçekleri söyleyecek olan için zordur diye düşünüyorum
Aydın olan, aydınlığın yazarı olan, hepsinden üstün, hepsine mesafelidir diye düşünüyorum
Aydın olanın üstünlüğü kibirden, kendini beğenmişlikten değil, fikirlere özgürlüğünden
Aklının, fikrinin, kalbinin önüne, içine, engel dikmediğinden
Alkış, beğeni isteklerinin dışında, gerçekleri söyleyeceğinden
Herkesi kendi değerinde, kendi içinde değerlendirdiğinden
Ve asla kendini birinin, birilerinin yerinde görmediğinden
Hele birbirine karşıt düşünceleri, mesafesiyle içselleştirmediğinden
“Hepimiz” diyerek, kendini alet ettiği gibi insanları etmediğinden
Kaynaklanan bir özgüven ile
İnsanlara karşı duyduğu güven ile
Kısır, güncel tartışmaların ötesinde
Aydınlığa, gerçekliğe yürüyüşün özgüveninde
Asla, bir fikrin kölesi, olmam, olamam demelidir diye düşünüyorum
Belki ancak bu tür yazarların varlığıyla, kısır döngüden kurtulacağımıza inanıyorum
Yazar gerçeklik özgüveninde,
Merdiven basamaklarına basarak yukarıya çıkan olmalıdır
Merdivenin her basamağı anın, fikirleri, ilkeleri, kuralları inançlarıdır
Yazar daima bir üst basamakta olmayı hedefleyendir,
Üzerinde bulunduğu basamağı kendine insanlara diretmeyendir
Hayalimde yaşattığım aydınlıkla
Özgüvenle, aklımla, fikrimle, inancımla
Yazmaya başladığımdan bu yana
Sorgularımı yönelttim kendime
Sevgiyi, dayatmasız koydum dilime
Mısralarımdaki, nesirlerimdeki her kelime
Bir engeli, dayatmayı, köleliği yıkmak üzere
La “hayır” dedim, insanın insana köleliğine
Yaratılışın özgürlüğünde, Yaratan’ın izinde
29.01.2010 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 29.1.2011 00:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (14)