büfeler,eşyalar,tablolar,kitaplar,incik boncuklar,
dalgın,konuşan,gülen,telaşlı kalabalıklar,
dünyanın iki kişiden ibaret olduğunu hisseden sevgililer,
tıklım tıklım kafeler, sesleri tavla seslerine karışan /
bir lokma ekmek peşinde canhıraş satıcı sesleri
ve;
değeri anlaşılamamış, kendi haline bırakılan
ağzına sığara sokulan sessiz heykeller….
oysa;
elli veya yüz adım ötede
yarınların umudu haykırışları,
isyanları bu günlerin düzenine,
sayısı bir avuç yürekli insan
yırtmakta gırtlaklarını boşu boşuna
umarsız,yılgın yığınlar bakmakta,
korkmakta satılan dergileri almakta bile
gencecik insanların etrafı sarılı
yüzlerle sayılan çelik duvarlarla
---------
of of…
bende geçtim ve geçiyorum Ankara’nın o meşhur caddesinden
içim cız etti eskilerde yaptıklarıma,yapamadıklarıma
içim cız etti anlatamadıklarıma,değiştiremediklerime
yığıldım kaldım; geçmişteki halimden,bu günkü çaresizligime
ve çektiklerimin onlarında kaderi olacağına
içim yandı;
sayısı bir avuç insanın çekeceklerine
kuzuların sessizliğinde…
21.06.2005
Şeref YıldırımKayıt Tarihi : 27.6.2005 15:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!