Kuzuların Ortadoğu'daki Demokrasi Savaşı

Kuzuların Ortadoğudaki Demokrasi Savaşı

Demokrasi rüzgârları esiyor şimdi Ortadoğuda.
Diktatörlükler hazana tutuldu, dökülüyor birer birer.
Yeni Fatimînin vahşî aslanı direniyor bu dökülüşe.
Daha sıkı yapışıyor tahtına; hayat tanımam diyor, demokrasi kuzularına.
Dokuzbin tanesini parçalamışım, gerekirse doksan binini daha parçalarım demekte, pervasızca.
Farsın şiisi ve şuubisi de çobanlık ediyor bu canavarlaşmış aslan müsveddesi kara kediye.
Sakın ha tahtını bırakma diyor, ben senin arkandayım korkma!
Dünyanın büyük padişahı da diyor: Demokrasi kuzularına sakın dokunma, haddini aşma, vururum sonra!
Tahtını bırak, hesap ver kuzulara. Onlar senin kırallığını istemiyor artık, kendi seçtiklerini getirecek iktidara.
Derken birleşik milletler giriyor araya, bir çözüm arıyorlar bu kavgaya.
Şimdilik kavgaya ara verildi, ama kuzular çok kararlı, vahşî kediyi, onbin kuzu cesedinden oluşmuş koltuğundan uzaklaştırmaya.
Ve diledikleri kuzu babasını demokrasi tahtına oturtmaya.
Osmanlının ay-yıldız formalı tek oğlu da, bu vahşî kediyi avlamak için bir işaret bekliyormuş padişahtan.
Çünkü canavar kedi, Osmanoğlunun sınırlarını tecavüz etmeye başlamış. Ama yakında dersini alacakmış, çünkü sabırlar taşmaktaymış.
Kimse seyirci kalamazmış bu kahredici manzaraya...
Gitmeli ve girmeliymiş artık bütün despot kedi ve aslanlar mezara!
Dünya da kuzulara kalmalıymış, onlar da getirmeliymiş koyunlarını iktidara.
Kuzular meliyormuş şimdi: Yaşasın demokrasi! Yokolsun despotlar! Selam demokrat kahramanlara!

Berlin, 15 Nisan 2012.