Kuyuların Sessizliği Şiiri - Yorumlar

Edip Çakı
150

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Her insan yüreğinde bir kuyu taşır.Eski kırık dökük zamanlardan kalma bir kuyu hengamesi,yusuf yalnızlığına eşlik eder insanın. Suyu keskin,kederi kavruk ruhu girdaplarda savrulur bu kuyuların. Bu kuyulardan içeriz ilk çocukluk düşlerimizi.acılarımız bu kuyulardan çekilir ve onlarda sabrı öğrenir yaralarımız. İlk yürek sızısı bu kuyu diplerinden filizlenip toprağımızda yeşerir.kuyu diplerinde öğreniriz sabrın bir meyvesi olduğunu. Sabır sabır direniriz zamanın umarsızlığında. Bazen aşk deriz adına bazen ömrün yazgısı bazen anlamsız bir keder deriz.ama en nihayetinde kuyumuza bir yusuf edasıyla aşık olur kervanlar geçsin isteriz yüreğimizden. Rutubetinde boğuluruz kuyuların ama ölmeyiz hiçbir zaman yalnızlıktan. Dipsizdir ve dilsizdir bu kuyuların yarattığı yalnızlıklar.Ay ve gece bir çocuk gibi bu kuyuların göğsünden içer masumiyetin suyunu. Her kuyunun bir ruhu vardır her ruhun bir girdabında gezinen yolcular vardır birde.Ya çölde bir bedevi yüreğinde bulur kendine bir yer ya sırça bir köşkün bahçesinde bir bahçıvan yüreğinde gezinir yada yusufun suretine bürünür. Çocukluğumuzun tüm masum gülüşleri bu kuyu diplerinde son nefesini verir.burda dağılır bulutun memelerinden boşalan yağmurun hüznü. İhtihar bir gece burda şiirini söyler.
Her insanın yüreğinde kendine dair bir kuyusu vardır. Gittiği her yerde kalbinde bir kambur gibi taşır insan onu.yasadiklarimiza sadıktır,suyun ağırlığına bedenini zincirlemis bu kadim kuyular.tenleri biraz esmerdir bu kuyuların. Kaderin kuyusuna aşıktır ama kader değildirler asla.en çok yeni doğmuş çocukların yüreklerini sever bu kuyular.bu yüreklerde öğrenirler sabrı ve masumiyeti.kuyular en çok yılgın insanları sever.yürekleri esrik ve esirik ruhlu insanları çeker girdabına.Her insan düşer gibi olur yüreğinde büyüttüğü bu kuyuya.Bazen zamana dilenen bir dilenci bazen şarabını yüreğinde eskiten bir sarhoş yahut çöle düşmüş bir deli gibi kuyulara bir düşer bir çıkarız. Ve her seferinde kalbimizin rutubetine aldırmadan tehlikeli şiirlere inat bu kuyuların etrafında dolanıp dururuz.her kuyu Yusuf'u tanıştırır bizimle.Bundandır ki içimizi kemiren ruhumuzu ısırıp bir paçavra gibi yerlerde süründüren içimizdeki hayvan hep bu kuyuların suları ile hayatta kalır.
Aslında birazda kaçıştır bu kuyuların bizim için.Kendimizden kaçarız kendimize gelmek için. Yorgun gözkapaklarımıza gizlenen zamanın yorgun yüzünü bu kuyularda tanırız. Burda yeni düşler ve ızdırabın güzel kızları ile tanışır yeni hüzünler doğururuz hayatlarımıza. Bir kere düştünüz mü içinizdeki kuyulara alışırsınız,zamanın yaramaz bir çocuk gibi nasılda yüreğimizi avuçlarında sıktığını görürsünüz. Her kuyunun bir girdabı vardır ve her girdap bazen anahtarını düşürür suyun içine. Öylece kalırsınız kuyu diplerinde. Bağırır çağırır ama sesinizin yankısı sadece kalbinizde yankılanır.Birde her kuyunun başında nöbet tutan bir keskecisi yani mesel ustası yer alır. O sizi öyküleri ile avutur.Kuyuların gizeminden korur.Her insan bir kuyu besler içinde,bazen taşar o kuyu bazen kurur. Ama en nihayetinde bu kuyuların ölüme ve yaşama sadıktır. Cennet bahçesi hayali ile yaşar hepside.Koynunda sarı ve beyaz papatyalar büyütmek isterler.Siz siz olun kuyunuza bir zaman sarhoşluğu ile değil bir yusuf sabrı ile sahip çıkın. Göreceksiniz ki yaşam her daim kuyulardan oluşur.......

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta