kuyuya düşmekten başka bir şey değilim
hiçbir şeye dokunamayanım bildim bunu
bildim ayrıkotlarının arasında serilmiş ceset
belki yakılıp geri verilecek toprağa
ben kuyuya düşmekten başka bir şey değilim
kendi ateşimle ısıtıyorum üşüyen tenimi
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Kuyuda ki Yusuf'u özlemek bile güzel. Kutlarım Mehmet bey. Karagöz
Ben, '' Babamı özlesem yeridir...'
ağlamanın..
Yahut:
Ben, bütün kuyuların metruku,
kan ve gül ve kırk omza sığmayan tabut..
ümitsiz bir karamsarlık var, sonsuza kadar olduğu yerde kalmak için haklı nedenler bulmak ister gibi...
şiirin coşkusunu ve hissiyatını hissdemedim nedendir bilemem ama beğenmedim! !
söylenmemiş bir 'hoşçakal'ım
verilmemiş bir 'merhaba'
Çünkü yakıyor insanı bu u dönüşü
Bu bebeklik çağı,
Ah ben kuyuya düşen yusuf, başka bir şey değilim.
şiirsellik akıcılık ve anlatım olarak pek başarılı bulmadım
alıntı yaptığım kısım hariç çokta hoşuma giden kısmı olmadı...
tabiki şairin o an ki haleti ruhuyesi belki bu kadarını yazmaya yetmiş olabilir ama alışkın olduğumuz ve severek okuduğumuz şiirleri aratmadı desem yalan olmaz
emeğe ve duyguya saygı adına kutlarım
saygılar
Teknikten pek anlamam ama okuduğum şiirde betimlemeye ve duyguya bakarım..bence bu çalışma şiirsel olmamış..yani okurken haz almadım ve hiç bir ilginçliğide yok..sanki gerçekten kuyuda şair..ve karanlıkta yazılmış gibi..genede emeğe saygı ne diyelim..ben beğenmedim..
Bu kadar derin konuya göre oldukça hafif kalan bir şiir olmuş.....balonlarla havalanmak ister gibi..olmaz...
''Sevdiklerini hacca gönderen bir kalp gibi
sevdiklerini yontan beni toprağa verin''.....bu cümlelerin neden kullanıldığını anlayamadım...ayrıca cümle tekniği olarak şiirsellikten de oldukça uzak...
Vasatın altında bir şiir olmuş.
Saygılarımla.
Kuyudaki yusuf bizim yusufa hiç benzemiyor!
o yusuf,kuyu,zindan,kölelik çilelerini tevekkül ve sabırla karşılamış sonunda mısıra sultan,züleyhaya eş olmuş,kendisine zulmedenleri yani kardeşlerini affetmiş,ailesine kavuşup mutluluğun zirvesini yakalamışken,buradan daha güzel olan ahiret yurduna göçmek istediğini rabbine arztmiş vede,duasında istediği gibi müslüman olarak,salihlerle beraber haşrolmak üzere asıl vatanı olan cennete gitmiştir.
biz yusuf deyince;bu muhteşem finali anlarız.
yususfun kıssası kur'an-ı kerimde kıssaların en güzeli olarak takdim edilir.
şiirde bu şöhrete layık bir anlatım ve final göremedik.
ana fikir,vermdi bana fikir,zira şiir ifadede çok fakir.
bu başka bir yusuf olsa gerek.
şaire ve bütün kalem arkadaşları olan şuurlu şairlere selam ve başarılar.
Şiirin başlığını görünce bir çok kişinin aklına gelebilecek bir roman geldi aklıma. Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali'nin 1937 yılında yazdığı romanıdır. Sabahattin Ali, bu romanında Anadolu insanını, bu insanların düşünüş ve yaşayış tarzlarını okuyucuya anlatmaya çalışmaktadır. Sabahattin Ali, bu romanı için gereken malzemeyi asılsız bir ihbar nedeniyle üç ay yattığı hapiste ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yaptığı öğretmenlik görevleri sırasında toplamıştır.
Kuyudaki Yusuf ile Kuyucaklı Yusuf arasında bir bağ var mıdır bilmem. Ama şiirde bazı yazım hataları var. Örneğin ilk dizede ' Ben kuyuya düşmekten başka bir şey değilim ' bir anlam bozukluğuna sebep bir yazım hatası var. Sondan üçüncü dizede ' söylüyorum hoşçalak ' keza öyle.
Şiire emeği geçen herkesi kutluyorum. Şairi de , Yusuf'u da...
O içindeki çucuk dönemi
Yusuf gibi kuyuya atarlar
acımadan köle diye satarlar
Yakup gibi gözlerim gör bakar
herkes Yusuf olamaz
Yusuf gibi yaşayanları da tebrik ediyorum
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta