Bazen batarsın dibe, düşersin
sessizliğinin çukuruna,
bilinçli öfkeden uçurumunda,
ve neredeyse
geri dönemezsin, hayatının
derinliklerinde karşılaştığın
şeylerin kalıntısı var üstünde hâlâ.
Sevgilim, bulduğun nedir
kapalı kuyunda?
Yosunlar, bataklıklar, kayalıklar mı?
Acılanmış ve yaralanmış olarak
neler görürsün kör gözlerle?
Benimsin, kalmak istemezsin
düştüğün kuyuda, bulmak istersin
tepelerde senin için sakladığımı:
şebnem damlalarıyla bir demet yasemin,
uçurumundan daha da derin bir öpüş.
Korkma benden, yeniden düşme
kendi kızgınlığına.
Silkele seni yaralamaya gelen sözcüklerimi,
ve bırak uçsun gitsin açık pencereden.
Sen bir şey yapmaksızın
geri gelecek beni yaralamak için,
değil mi ki katı saniyeyle doldurulmuş,
ve o saniye patlayacak göğsümde.
Gülümse bana, ey ışıltılı,
yaralarsa ağzım seni.
Ben peri masallarındaki
o kör çoban değilim, fakat seninle
toprağı, rüzgârı ve dağ dikenlerini
paylaşan iyi bir oduncuyum.
Sen sev beni, gülümse bana,
yardım et iyi olmama.
Boşuna yaralama kendini bende,
yaralama beni, yaralarsın çünkü kendini.
Pablo Neruda
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
(“Kaptanın Dizeleri”nden, 1952)
Kayıt Tarihi : 31.8.2006 15:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!