Rabbim!
hani heceleyemediğimde yüreğimdekileri,
Musa’nın diline döndüğünde kalemim
hani Harun’suz kaldığımda bir bakıma
denizleri yaramadığımda,
siyah ip beyaz ipten ayrılırken
Yakub’un mecalsiz gözleridir gözlerim
ve kalemimin ucu İsa’nın avuçlarıdır bilirsin,
bildiklerimi bildiğini bilirim..
hangi karanlık gecede üşüsem
kervan geçmez kuyularla doludur beynim
çatlasın ve kanasın isterim çölde zay olmuş topuklardan
kafamın içindekiler temiz değil, bildiğini bilirim..
ne zaman kendime gömülsem,
girdiğim karanlık dünyadan ürksem..
bünyemde ki kasımdan bir aralık istesem
gök gürültüsünden korkan yorgan altı çocukları gibi kaleme kağıda sarılıyorum..
halbuki kendilerine yalan söyleyenler (de) bilir
şiir yatsıya kadar kandıran bir mucizedir..
Rabbim!
biliyorsun, kalbimde ki sızı
yaralarına kurt düşmüş Eyyub yalnızlığı,
şu halde şiir; medet umulmaz bir kirlenmişliktir..
ne desem yalpalar dilim
ne yazsam devrilir geçmişim
şiirin eline düşen kelimeler birer müzevir
ve ispiyoncu kafiyelerin adresi; “nedensiz terkedilmişliktir..”
dudağımın ucuna gelmişken ve dile düşmek üzereyken sırrım
Rabbim! kalemin keskin gücünden sana sığınırım..
Kayıt Tarihi : 28.11.2007 15:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!