KÜTÜPHANELER HAFTASINI KUTLARKEN... On dördüncü Bölüm.
Saygıdeğer dostlar her şey gönlünüzce olsun diyerek sohbetime başlıyorum. Ankara Atatürk Kültür Merkezinde altıncı kitap fuarında ki izlenimlerimi paylaşıma sunmaya devam ediyorum. Metrodan indiğimde fuar alanına giderken standa alınmayan ve eserlerini yol üzerine sıralayıp kitaplarının üstüne sahibinden halka ucuz satılık yayınlar dikkatimi çekti.
Dönüşünde de yerinde yoktu sanırım zabıtalar engelledi, belkide satış yapamadan topladı gitti. Her iki düşüncede beni üzdü.Keşke o şair yazar arkadaşımız da fuarda yer alabilseydi. İzlenimlerime göre öğrenciler ders kitaplarını tercih ediyordu. Olgun yaştaki ziyaretçiler de bildiği yazar, şairlerin kitaplarını tercih ediyordu. Tanınmış yayın evlerinin standında yoğunluk yaşanıyordu.
Ben yıllardır arzu ettiğim Türk dil kurumu sözlüğüne kavuşmuş oldum. İLESAM genel kuruluda Türk tarih kurumu salonun da gerçekleşti. Başkanımız, şair ve yazar sayın: Mehmet Nuri Parmaksız güven tazeleyerek görevine devam ediyor. Benim de genel kurulda söz alıp İLESAM adına site kurulması teklifim kabul görünce inanın mutlu oldum. Kızım,eşim,torunumla fuar alanına ertesi gün tekrar gittim. Gönül dostlarının,yayıncıların,okuyucu hayranların arasında olmak sanatımın gereği bana huzur veriyordu.
Yine İLESAM standına uğradığım da sorumlu Nur Ersen üstadım vardı. Kitap imza günü için katılan Ankaralı ve Kırıkkaleli arkadaşlar da vardı. Bilikte fotoğraflar çekildik kısaca anılarımızı paylaştık. Biz orada beklerken Kırıkkale valisi de geldi. Ispartalıyım deyince buralarda yaptığı görevleri anlattı. Sanata,sanatkara duyarlı şahsiyetler konuşmasından bellidir.
Torunum diğer yayıcıları da görmek isteyince arkadaşlarla vedalaştım. Ertesi gün torunumun öğretmeni beni okula davet edince gittim. Demet evlerde Toki ilköğretim okulu o kadar çok Isparta Çünür'de ki ilköğretim okuluna benziyor inan şaşırdım. Bir hafta önce de orada şiir dinletisi yapmıştık öğrenciler de şiirlerini okudu. Beni torunum sınıfına götürdü hoca henüz gelmemişti hoş olmayan manzarayla karşılaştım.
Öğrencilerin elinde top bir o yana, bir bu yana fırlatıyorlardı. Ben de onlara şu dersi verdim arkadaşlar her okulun bölümleri bellidir, topun oynanacağı alan da bellidir.,bu yaptığınız yanlıştır, desem de bir müddet bıraktılar. Sonra ben çıkınca yine devam ediyorlardı. Bir kat yukarı çıktığımda okulun kirişlerine büyük harflerle yazılan anlamlı cümleler dikkatimi çekti.Üç kirişte ayrı cümle vardı sanki bir adres belirtir gibi.
Birinci kiriş deki yazıda (Edebiyat mahallesi) ikinci kiriş deki yazıda (Şairler caddesi) üçüncü kiriş deki yazıda (Yazarlar sokağı) yazıyordu. Ben
kendimi tutamadım oradaki hiç kimseyi tanımadığım halde sesli bir şekilde
burası benim semtim dedim. Bir beyefendi heyecanımı fark edince yanıma
yaklaştı hoş geldiniz dedi. Bende hoş bulduk diyerek kendimi tanıttım. Okul
müdürü olduğunu anladım.İsmi sayın: Ali Küsmez imiş.
Ben bir okulda bizleri dikkate alarak değerlendiren yazı ile ilk kez karşılaşıyorum deyince,müdür: Buyur sınıfa gir dahası da var dedi. Girdiğim sınıfın duvarlarında bir çok şair ve yazar arkadaşımın resimlerini,şiirlerini görünce tanıdığımı ifade ettim. Müdür beni öğretmen ve öğrencileriyle tanıştırdı biraz duygularımı anlattım, şiirler okudum,öğütler verdim. Müdür beni odasına götürdü ikramda bulundu.
Ben oradan ayrılacağımı düşünürken bir bayan geldi ben misafiri sandım.
Müdür o bayana beni tanıttı bu arkadaştan istifade edelim,sınıfına götür ve öğrencilere konferans versin fotoğrafını da çek ziyaretçi arşivine koyalım dedi. Benim değerim anlaşıldıkça çok mutlu oldum.Müdür bana açık kapı bırakarak Ankara'ya geldikçe yine uğrayın dedi.Öğretmen ile birlikte sınıfa gittik,konu edebiyat dersi imiş öğretmen öğrencileri ile tanıştırdıktan sonra
ben ezbere bildiğim şiirlerden örnekler vererek her öğrencinin okuması gerektiğini zamanlarının kıymetinin iyi bilinmesini gerektiğini vurguluyordum.
Sizlere sağlıklı huzur diliyorum. hoşça kalın,Selamlar size. HER KİTAP BİR DÜNYADIR,O DÜNYALARI HİSSEDEBİLMEK İÇİN OKU
***** VAKTİ GELİNCE *****
Sevgini hazırla, duygunu yükle,
Pişmanlık duymadan masrafı ekle,
Dokuz ay, on günü sabırla bekle,
Herkes Dalla nacak vakti gelince.
Yorgun,uykusuzum,halsizim deme,
Ağlayan çocuğa verilir meme,
Faizi, haramı sakın ha yeme,
Herkes Sallanacak vakti gelince.
Tertemiz yıkayıp, tenini kokla,
Giydirip,kuşatıp gönder okula,
Devir değişiyor bak sen akıla,
Herkes Balla nacak vakti gelince.
Gençleri zapt detmek elbette zordur,
Yiğidin, sultanı sevdiği vardır,
Görevini yapıp yuvayı kurdur,
Herkes Pullanacak vakti gelince.
Olgunluk hayatın kısa sürüyor,
Zeki, ihtiyarım bakan görüyor,
Her derde yenildi beden eriyor,
Herkes Yollanacak vakti gelince.
***** DÖNÜŞ YOK *****
Çektiğin nefesin tutu verince,
Sayılı günlerin bitiverince,
Kalbin duraklayıp iti verince,
Dönüşü olmayan yola girersin.
Şu dünya fanidir oldukça yaman,
Helalleşmem için kalmıyor zaman,
Kazanılan servet toz ile duman,
Dönüşü olmayan yola girersin.
Ayağı bağlayıp çene çekerler,
Üç metre kaputtan kefen biçerler,
Boyunu ölçerler, çukur açarlar,
Dönüşü olmayan yola girersin.
Ağzını, burnunu tıkamak talar,
Teneşir üstünde yıkamak talar,
Tabutun içine kapatmaktalar,
Dönüşü olmayan yola girersin.
Musalla taşında tekbir alınır,
Vecelle sanavük namaz kılınır,
Toprağa konulur düğüm salınır,
Cennetin yolunu Zeki bilirsin.
Ispartalı Zeki Çelik TÜRKİYE İLESAM il temsilcisi.
Zeki Çelik 2Kayıt Tarihi : 7.4.2012 20:30:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Zeki Çelik 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/04/07/kutuphaneler-haftasini-kutlarken-ondorduncu-bolum.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!