Kutup Yıldızı, Şimal'den Gelmek

KUTUP YILDIZI, ŞİMAL'DEN GELMEK
….. x x x
Öyle kolay mı, Kutup Yıldızı, Şimal'den gelmek
Binbir sırlarla dolu ışınlanarak.... Biriciğim sağol
Şart oldu bize önümüzdeki bütün dağları delmek…
….. x x x
Tenezzül eyle buyur C3'ümüze
Açayım tavanını yıldızlara bakalım....
Şahit olsunlar kıkır kıkır güldüğümüze…
….. x x x
İstanbul'u Ankara'yı İzmir'i boş ver güzelim
Bizi bekliyor baba ocağımız Adana-Kozan
O eski virane evimiz, şirin Hacımirzelim.
….. x x x
Yanyanayız arabamızda sadece ikimiz ben ve sen
Basıyorum gaza, uyarıyorsun, yüz yirmiye sabitliyorum
Bu gece bizim... Dolaşalım, hayaller dünyasında sen ve ben.
….. x x x
Uşak kalıyor geride... Banaz, Afyon, Akşehir derken
Kirazlıbahçe, ya da Şapçılar'da mola diyorum
Bak saat yirmidört, Ay karanlık vakit de birazcık erken...
….. x x x
Afyon'un sucuğu, ve kaymağı üzerine şekerpare
Titriyor elleri yılların garsonun, sen bana hep gülümserken
Seviyorum diyorsun, tepemizde peydah oluyor bir uçan daire
….. x x x
Çıkıyoruz zirvesine Sultan dağının, sanki bütün alem pare pare...
Bakıyoruz, Hocanın eşeğinin ayağının altında Dünya'nın merkezi
Konya'ya varınca Mevlana'ya uğrayıp Sema dönmek tek çare.
….. x x x
Ilgını geçiyoruz... Beyşehir yönüne dönüyoruz, Orda bir türbe
Ellerimizi açıyoruz sahibine; gündüzün ve gecenin tüm kainatın
Affeyle Yaradanımız, affeyle bizi... Rüzgâr fısıldıyor tüm dilekler hür be!
….. x x x
Dönüyoruz geri, Konya yoluna... Selçuklu'nun başkentiymiş diyorum
Şems ile Mevlana, Alaaddin ile Kılıçarslan'ın huzur mekânıymış burası
Etli Ekmeği yanında ayran... Gözlerinle ta Mevlana dönemine gidiyorum…
….. x x x
'Gel, gel, ne olursan ol yine gel!
İster kafir, ister mecûsî, ister puta tapan ol yine gel!
Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir.
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...'
….. x x x
Rubaisini dinliyoruz Mevlana'dan yaklaşık iki yüz yıl önce
Yaşamış olan Orta Asyalı Ebu Said Ebu'l Hayr'ın mış meğer
Aşk diyoruz! Şems tasdik ediyor, Rumi ile birlikte, bizi görünce.
….. x x x
Birden yükseliyoruz... Ay'ın karanlık yüzünde bekliyor onlar
'Asıl karanlık insanın yüreğinde' diye bağırıyorlar Yunus'la Bektaş
Ahmet Yesevi'nin dudağından dökülüyor; 'Ahilerimdir bunlar...'
….. x x x
Alıyor ikimizi avucuna Karacaoğlan, burası Zühre, burası Zühal diyor,
Köroğlu ile Dadaloğlu kılıçlarıyla Müşteri'de karşılayıp ikimizi,
Ey Aşıklar! Ey Aşıklar! Değerlendirin her anı, geçmiş geri gelmiyor.
….. x x x
Alaaddin tepesine dönüyoruz yeniden... Dostlarımız kayboluyor,
Yola revan... Karapınar ve Ereğli... Güneş selamlıyor Toroslar'dan
Pozantı, Şekerpınar'ında acılı bir Adana ve şalgam muhteşem oluyor.
….. x x x
Akçatekir'i aşarken, değişiyor, mayıştırıyor ılık ılık Çukurova havası...
C3'ümüz iniş aşağı kanatlanıyor sanki... Adana'ya varıyoruz sonunda
Gadasın alam baba ocağımın... Bitiveriyor Yürek Yağmur'un her cefası.
….. x x x
Şaire imkânsız değil gülüm, Kutup Yıldızı, Şimal'den Gelmek...
İnsanın kurtuluşu "La İlahe İllallah, Muhammed Resulullah" demek.
….. x x x
Zühre-Venüs
Zühal-Satrün
Müşteri-Jüpiter
….. x x x
Adanasız, 03.11.15 - 00.58 Y.Y.