Yüreğimde aşka anlar çalan ebabil kuşları beni yağışlarına ağırlıyorlar.
Yıldızlar öpüşüyorlar istendiğim senli sevilerden.Dem bu demdir.Yağar mısın? Akar mısın sellerime,özlem kayalarımı sürekler misin aşkın dehlizlerine.
Göğsümün uçurumlarında taş bağır oluşturur musun? Ki ben taş bağırlıyım, gamsız derelerimde yüzemedin de gittin.
Ki beni emziriyor tüm anaç anlarımla, gittiğin her adımda.
ben ……………….
Diye……. Diye diyemediklerin sıralanıyor buhurlarımın yağmur öncesine ve sonralarına.
Sus. Sensizliğe paslanmış telleri yüreğime çeper yapma.
Sarma aryalaşmış yaralarımı.Gidişin, bir daha da gelmeyişinin zehrini içtim .Oysa beyaz bir ömre, sevda sağmaklarımdaki bir yüreğe sevgiyi öğretecektin..
Büyüdün, büyülendin, sevme hadlerin aştın ben mi seni vurdun, nazar mı? .Edilgen hatta oldurgan ve doğurgan değil cümlelerim..
Bulutlarım ve gözyaşların yeni öç yolları buluyor ağlamanı özlediğim ilk ana.
.Biliyor musun ilk akıttığın gözyaşlarını avuçlarımı aldım şimdi bir şişeye koydum saklıyorum.Ne zaman yağmur yağsa ilk ağlağın yere gidiyorum biraz ben ağlıyorum şişe dolmak üzere.
Evet zordu yaşadıklarımızın huysuzluk çarmıhında sürekli aforoz edilmesi.
Hatırlıyor musun ağlayıp küsüp yatağına kaçtığın geceleri…Gelirdim, bütün şiir dolu sözcelerimle,sevgimle, ilgimle, dakikalarca seni kazanmaya çalışırdım.Gözyaşların diner dinmez dayanamazdın gelirdin yalnız senin başını koyduğum omzuma.Geceyi yeniden yazardık, geceyi yeniden yaşardık.
Zifiri bir karanlık ilerlediğimiz, her izde biz kalırdık,ay susardı.Yıldızlar alkış tutardı,şeytan kelepçelenirdi biz mutluluğun ırmağını taşırken.
Vazgeçişlerin yolculuk sanrılarında tanrcıklar bile tanırdı.Vaslına valsını eklemeden gitmemeliydin.Elimi tutsan, hani seninle kiralık umutlar beslediğimiz kiralık evimizde
Özünden masallar anlatırdın, çocukluğuna kadar tanır ve çocukça yaşardım seni.
Yağmurlar ekiyorum her gittiğin güne. O gün nadas kaldı. Bir Salı… günü….
Saat 16:34 evet….. bana son kez acıma duygularla birkaç gün idare edeceğim kadar yemek yapıp gittiğin o gün nadasta.
Kurak rüzgarlar estirdim o güne. Salı benim uğursuz günüm olmuş olmalı ki her Salı sallanır sevda salımın alınları.Neye kalırdı, nereye giderdi bir ikindi vakti güvercinler.Gittiğin o gün iki güvercin üstünde uçmuştu. Ve biliyor musun her Salı 16:34 ‘de o güvercinler gelir orda uçarlar. Bu kutsi yakarış bana huzur veriyor.Böyle apansız, böyle birden bire… gidişlerini kutluyor olmalılar.Kalakalırdım bu gidiş menkibesinin sessizliğinde bu güvercinler neden hep gelirler.Sıkışmış nasıl bir çığlığımı hatırlatmak için mi bu nedir bilmiyorum.Kalemim damla damla seni süzerken yalnızlığın tüm kuytu kuyularına.Yazdıklarımdan süzülen vicdani hesabımın yüzyıllık sessizliği beni benden çalıyor. Alışamadım …alıştırmalar da yapmak istemiyorum
ruhumun penceresinde Meryem dua eder, İsa el sallar,Musa asasını gidiş sihrinden çıkan yılancıları salar,nurların nuru bütün dünyanın Nur’u ışık salar gelmene.
Duymazsın,istemezsin Kutsileşmiş büyük aşkın aynası sevi hazineme.
Ben böyle yanılmazdım aşkın sözcüklerde bitmeyeceğini sende biteceğini..
Ben böyle tanımamıştım, senli filmlerin birden biteceğini üstelik bana sarılmadan
Ben b-öyle… sevdaları yaşatmak için bu çağa uyarlandım.Yazıyor, yaşıyor ve aşıyorum seni.
Kayıt Tarihi : 24.1.2009 13:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
.Biliyor musun ilk akıttığın gözyaşlarını avuçlarımı aldım şimdi bir şişeye koydum saklıyorum.Ne zaman yağmur yağsa ilk ağlağın yere gidiyorum biraz ben ağlıyorum şişe dolmak üzere.
Evet zordu yaşadıklarımızın huysuzluk çarmıhında sürekli aforoz edilmesi.
Hatırlıyor musun ağlayıp küsüp yatağına kaçtığın geceleri…Gelirdim, bütün şiir dolu sözcelerimle,sevgimle, ilgimle, dakikalarca seni kazanmaya çalışırdım.Gözyaşların diner dinmez dayanamazdın gelirdin yalnız senin başını koyduğum omzuma.Geceyi yeniden yazardık, geceyi yeniden yaşardık.
...kutluyorum güzelliği
namık cem
TÜM YORUMLAR (2)