en kutsal şiir'imdir annemin yüzü
ruh’uma nakış nakış resmettiğim.
*harfim,hecem,cümlem
misk_i amber kokulu sonsuzluğum..!
ölümsüzlüğünü yaşarım ruhumda
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ey ölüm yaşadığımız zamanın son sahnesi
Zamansızlık ve mekansızlık aleminin ilk perdesi
Veda değil sonsuzluğa açılan kapının sesi
Annemiz şiirdir bizim biz şiirin çocuklarıyız..
Kutlarım saygılar sevgiler..
"Uyandım.Alacakaranlık
Bir öksüz rüya bedenim.Ruhun doluyor
Her şeyde ikinci bir varoluş büyüsü
Taşlar gökyüzüne gülümsüyor
Yıldızlar karıncaların gözbebekleri
Rüzgâr dünyayı uykulara boyuyor
Mesafeler kaybolmuş
Eşyada bir insan sıcağı...
Sonsuzluk kirpiğimizde serçe kuşu
Bir kanadı hayâl,bir kanadı hatıra
Konup konup kalkıyor çaresizliğimize
.
Harfim,hecem,cümlem
Bütün hatıralarımızı toplayıp geleceğim
Ayrılık o zaman tamam olacak..."
.
Şükrü Erbaş
Nicedir içim keder dolu
İnce düşünceler sarar beni
Lal olur bazen dilim
Üretmez ki sözlerimi
Fer kalmaz gözlerimde
En sonunda damla damla
Resitaller yazar yaşlarım
İyi mi teselli bulurum yinede
Nedensiz uğraşlarım
Kutsarım anneme özlemi
Uzun ince yol giderim
Tuzaksız olsun isterim
Sonuçta adanmışım birkere
Adı ne olursa olsun
Lal olur dilim başucunda
İncinme emi ben burdayım
Bu şiiri çok sık okuyorum...
İki satır yazmak istedim....özlem aynı ..
Saygılarımla kalınız...
Çok teşekkürlerimle,Taylan Bey değerli eşliğinize....
Selâm, Saygılarımla...
Birgün bir genç, bir kıza aşık olmuş. Kız, gence "Eğer beni seviyorsan annenin yüreğini sök getir, o zaman seninim ! " demiş. Genç, annesine durumu anlatmış... Anne yüreği... "Tamam" demiş annesi. Genç, annesinin yüreğini sökmüş kan revan içinde bir mendile sarmış, heyecanla kıza götürüyormuş. Yolda ayağı takılıp tam düşerken mendildeki yürek bir anda oğlunun eline sarılmış ve "Kuzum !' diye inlemiş...
Anne budur...
Tebrikler
Çook güzel bir anne şiiri.Anne -Evlat...
Duygular derin...
Aynı duyguları hissettirdiniz.
Kaleminize,yüreğinize sağlık Nilüfer Hanım
Selam ve sevgilerimle
Hoş geldiniz...
Sayfama bıraktığınız içten yoruma,hisseden yüreğinize sonsuz teşekkürlerim sevgiyle...
Güzel bir anne şiiri kutlarım yüreğinize kaleminize sağlık saygı ve selamlar efendim esen kalın
Cok duygulu bir şiirdi.
Yüreğinize sağlık hocam
En kutsal şiir olmuş beğenerek okudum
"En kutsal şiir'imdir annemin yüzü
nakış nakış ruh'uma remettiğim.
misk_i amber kokulu sonsuzluğum..!"
O Sonsuzlugun kokusu sızlatır içimizdeki çocuğu hep bitmeyen bir özlemle...
Hissederek ve hissettirerek yazan yüreğine sevgilerimle...
En güzel şiirdir, en güzel kokudur, en güzel çiçektir anneler. Duyarlı yüreğini kutluyorum.
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta