1-Kutsal İsyan 4-Yüzbaşı Kemalin Dramı Ve İşbirlikçi Hainler.
Yüzbaşı Kemal,
Mustafa Kemalden emir almıştı.
Yunan ha geldi ha gelecekti Bergamaya
Ama,
Yağma yoktu.
Atını çatlatırcasına mahmuzladı.
Zaman yoktu.
Belki düşman gelmişti.
Son tepeyi de aştığında,
Güneş kırmızı bir tekerlek misali,
Düşerken an be an,
Kararan dünyanın bir noktasından,
Dürbünüyle bakti şehre.
Kuvayi Milliyeyi kuracak,
Yunana karşı koyacaktı.
Asklepiondan,
Dört nala geçti.
Hışım gibi daldı kaymakamın odasına.
Tam zaman yok demişti ki,
Yer gök zangırdadı.
Bu ne dedi kaymakama.
Kaymakam sakindi.
Üsteğmen Nuri dedi.
Düşmana kalmasın diye cephaneliği patlatıyor.
Üsteğmen Nuri,
Gerçekten,
Her patlamada yüreğini dağlayarak
Patlatıyordu cephaneliği,
Ağlayarak sessizce,
Erattan gizli.
Yüzbaşı Kemal silkindi,
Hemen tellal çıkarın
Eli silah tutan herkes gelsin, dedi.
Kaymakam bir şey söylemek ister gibiydi,
Yüzbaşı anladı sordu.
Bir şey mi var?
Dün Damat Ferit Paşadan tel geldi.
Diyor ki silahla karşı koymayın Yunana
Cezası asılmaktır.
Yüzbaşı atıldı.
Halka duyurdunuz mu?
Şeyy...Evet dedi kaymakam.
Ne yaptın be adam
Şimdi kimse gelmez padişah emri diye.
Yine de tellal çıkarın.
Ancak otuz gönüllü gelmişti.
Bu arada mal derdine düşen zenginlerden,
Çeçen Hamit,
Fransız uyruklu Ömer,
Onun kuyruğu Bektaş,
Ev ev dolaşarak:
biz seçtik on akıllı kişi,
Medeniyet yunanın işi,
Tuz ekmek sunacağız onlara,
Dokunmayın yeter ki bize
Hizmete hazırız size diyeceğiz.
Padişahımız efendimiz de böyle buyurdu.
Sakın silah atmayın yoksa Bergamada
Canlı tavuk bile kalmaz diyorlardı.
Yüzbaşı Kemali kara bir düşünce almıştı.
Telgrafta Yunan
800 asker,
80 süvari,
Sayısız mitralyöz ve dağ topuyla geliyor yazıyordu.
30 başıbozuk asker,
Nasıl baş ederdi.
Ama türk bu değil miydi,
Aldı eratı yürüdü,
Eğrigöl köprüsünü tuttu.
Bu arada üsteğmen nuri de yirmi milisle geldi.
Yüzbaşı çok sevindi.
50 kişi olmuşlardı.
Bu arada,
Milis kıyafetli biri tek tek dolaştı sezdirmeden 49 kişiyi,
Bir anda hava tersine döndü.
İleri çıkan biri yaklaştı ve sen padişah düşmanı imişsin.
Padişahımız yunanla dostmuş,
Biz vaz geçtik savaşmaktan.
Tam bu sırada,
Çeçen Hamit silahlı adamlarıyla geldi
Bağırdı.
Yakalayın bu padişah düşmanını,
Bu hainler satacaklar vatanı.
Bunlar Mustafa Kemalin adamı.
Bir anda yaka paça edildi yüzbaşı.
Bağlandı elleri arkaya.
Bağlandı ip çeçenin atına.
Dehledi atını çeçen hamit,
Hiç bakmadan ardına,
Ardında tozlar içinde yerlerde sürüklenen Yüzbaşıya
Yunan vardılar,
Hediye olarak tuz ekmek,
Bir de Yüzbaşı Kemali sundular.
-
Mustafa Kemal Atatürk,
Korkmadı hiç,Yunandan, İngilizden.
O korkardı işbirlikçi hainlerden. sahtekar olanlardan içimizden,
Sanki görünen bizden.
Onlar,
Saklandıkları inlerden çıkmışlardı.
Altınları gümüşleri vardı.
Yunana tuz ekmek vermek,
Altınları rahatça yemekti.
-
Silah yok,
Ordu yok.
Ama Çeçen Hamitler,
Delibaşlar,
Ali Kemaller çok.
Bilmem anlıyor musunuz.
Mustafa Kemal Atatürk kimlerle uğraştı.
Bu aynı zamanda iç düşmana karşı bir savaştı.
Tehlikeler an be andı.
Mustafa Kemal Kazandı.
-
Bakın görün,
Herhangi bir zamanda ve yerde
Mustafa Kemalin sesini duyacaksınız.
Çelik gibi iradesini hissedeceksiniz.
Mustafa Kemal Atatürk geldi diyeceksiniz.
-
Ruhunuz şad olsun Mustafa ve Yüzbaşı kemal.
Ben ne diyorum,
Sizler ölmediniz ki...
Kayıt Tarihi : 29.5.2011 12:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İsmail Uysal Özden Özgür](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/05/29/kutsal-isyan-yuzbasi-kemal-in-drami-ve-isbirlikci-hainler.jpg)
Vatan sevgisiyle dopdolu vefalı yüreğinize sağlık diliyorum.
Selam ve saygı ile
-
***
Evinde başla sevmeye vatanı
Sevgilin çıkar,
Oğlun, kızın çıkar kapılarından…
Mahallende,
Köyünde sev,
Şehrinde sev vatanı…
Akasyaların, çiçeklerin çıkar,
Kuzuların çıkar bayırlarından…
Birlikte su içtiğin arkadaşın,
Çeşmelerin çıkar
Sokaklarından…
Toprağının en ince tanesinden
Sevincin,
Kucağında uyuyan anan, baban
Tüm sevdaların
Koskoca mazin çıkar…
Suçların en büyüğünü işlesen de
Karların siyah yağdığı
Puslu zamanlarda vursalar da seni;
Son yudum nefesinde
Sevincin girecek kanına
Her zerresinde akarken kanın
Vatanın toprağına…
Utanır çocukların senden,
Utanırsan eğer
Sev vatanını…
Gözden alınmış rengin,
Kulaktan ahengin,
Hava, toprak ve sudan,
Kurttan, kuştan, böcekten,
Kadından ve erkekten
Ve bebekten
Çalınmış ışığın
Zifiri karanlıklarda
Aramamak için bedellerini,
Yine rüyalarını gör
Gecelerinde,
Doğan gününde
Sakla umutlarını.
Sev vatanını…
Düğün coşkusunda uçan
Kırlangıçlarını semalarından;
Çocukluğundan beri akan derenin sesini
Esirgeme kulaklarından…
Bülbülün hüznünü,
Gülün neş’esini
Sürgün etme
Sonsuza dek ruhundan…
Tüm yüreğinle
Sev vatanını…
Çiğnetme yabancı ayaklara anılarını
Varsın sana seviyor desinler
Sev vatanını…
Ya sevgiden eser yoktur,
Ya da sevecek yürek utananda
Ne kadar çok âşık varsa a gülüm!
O kadar güçlü yanar ışık vatanda…
Yarın vursalar da seni
Sen ölmeyeceksin…
Parıltısı sönmeyen ışıklarında,
Köylerinde, şehirlerinde vatanın,
Dağlarında, denizlerinde
Rüzgârlar şarkılarında seni söyleyecek hep;
Doyumsuz, ongun bir sesle
Hiç tükenmeyecek bir nefesle…
Osman Aktaş
nesilmiş gerçek /
İşte çiğnetmedi namusunu,
çiğnetmeyecek. M. Akif Ersoy.
Bu toprağı ve tarihi tanımıyanlara, iyi öğrenemeyenlere güzel bir kaynak. Eline sağlık üstad. Saygılarla.
Birol Hepgüler.
kutlarım
namık cem
TÜM YORUMLAR (5)