Kutlu Doğum ve Malatya Hadisesi

Osman Erdoğmuş
561

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Kutlu Doğum ve Malatya Hadisesi

KUTLU DOĞUM VE MALATYA HADİSESİ

Küresel ısınma ve kuraklık korkusuyla girdiğimiz bahar aylarına, bereketli nisan yağmurlarıyla başlamamız, sadece çiftçilerimizi değil, kurumaya yüz tutmuş barajlarımızın ve göllerimizin tekrar dolmaya başlaması ile insanlarımızın da yüzünü güldürmüştür.
Rahman (Bütün yarattıklarına dünyada nimet veren) ve Rahim (ahirette sadece müminlere nimet veren) olan Allah, Rahmet Peygamberimizi böylesi bir nisan gününde dünyaya gönderdi.
Hayatı boyunca doğruluktan, dürüstlükten, iyilikten ve güzellikten ödün vermeyen, elçi olarak görevlendirildiğinde ise ahlakın temel esaslarını, sevgi, saygı ve hoşgörüyle yoğurarak İslam medeniyetinin temellerini atmaya başladı. Bu temelleri oluştururken öyle ölçüler koydu ki; uygulandığı zaman, dünya durdukça mutluluğun ve huzurun teminatı olacak düsturlardır.
Karanlıkların en koyusunda, zulmün ayyuka çıktığı bir zamanda, güçlünün zayıfları acımadan ezdiği, doğan kız çocuklarını utanç vesilesi sayan, hamurdan yaptıkları putlara tapan ve acıkınca onları yiyen bir zamanda; Bir olan Allah’a eş ve ortak koşmamaya, yetim hakkı yememeye, yalan söylememeye, insanları fakirliğinden dolayı hor ve hakir görmemeye davet etti.
En inatçı kafirlere (Ebu Cehil, Ebu Leheb) bile, bu saadetten mahrum kalmasınlar diye defalarca ayaklarına giderek çağrısını yapmıştı. Çektiği çileler ve gördüğü eziyetlere rağmen.
Yine bir seferinde Taif’lileri ve orada bulunan akrabalarını İslama davet etmeye gitmişti. İslamı kabul etmedikleri gibi, görevlendirdikleri gençleri ve köleleriyol boyunca dizip Taif’ten çıkana kadar taşlatmışlar. O müberek vücudu kan-revan içinde Mekke’nin yolunu tutarken, Cebrail (as) O’na gelip.
- Ya Muhammed (as) dua ediniz, şu iki dağı birleştireyim ve onları helak edeyim.
Ogün Efendimizin (as) verdiği cevap, bugün hala yüreklerimizi ürpertir.
- Ben Rahmet peygamberi olarak gönderildim. Belki bunların çocuklarından islamı kabul edenler çıkacaktır. Hem onlar bilmiyorlar.
Yapılan haksızlıklara dur demek ve hayatlarını devam ettirmek için bir çok savaşlar yapılmıştır. Bu savaşların hiç birinde üstünlük bize geçti, şimdi düşmanlarımızın kökünü kazıyalım, elimize düşenleri öldürelim de şerlerinden emin olalım dememiştir. Hep ihyası (ruhunu diri tutmak) için çalışmış; madem ki insandır, eğer cahilliğini ve inadını yenerse islamı kabul edebilecek kapasitesinde ve kabiliyetinde yaratıldığını düşünürdü hep. İslam tarihi böyle hadiselerle doludur.
Hal böyle iken.
Kendini bilmez bazı grupların, içindeki gazap duygularını, kinlerini, nefretlerini, bu güzel yurdumuz üzerine çevirdikleri menfur emellerine, özellikle gençlerimizi kullanarak alet etmektedirler. Milletimizi tarihinden ve İslam dininden gelen hoşgörüsünü, insana ve insanlığa verdiği değeri görmezlikten gelerek ülkemizi karıştırmak isteyenler var. Barış ve huzur ortamını Türkiye’mize çok görenler var. Bazı şer odakları anarşi ve terörle besleniyor. 19- 20 yaşlarında fidan gibi delikanlıları, güya İslam adına, vatan adına, bayrak adına hiç acımadan kullanmaktadırlar.
“Merhamet etmeyene, merhamet edilmez” düsturunca, kainata sevgi ile bakmalıyız. İlim ile, irfan ile, ahlak ile donanmalıyız. Gayemiz öldürmek değil, diriltmek olmalı.
Bulunduğumuz bu “Kutlu Doğum Ayını” fırsat bilerek, Peygamberimiz (as) gibi, yağmur olup gönüllere yağalım. Kalplerimizi sevgi ile doldurursak, dağıtacağımız da sevgi olacaktır. Sevgi dolu yarınlarda buluşmak ümidi ile.

Osman Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 20.4.2007 23:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Önder Demir
    Önder Demir

    Sultanım Benim

    Seni anlatmaya hiç sözler yeter mi?
    Nûr yüzünü görmeye gözler yeter mi?
    Sensiz bu diyarda hiç güller biter mi?
    Sen, güllerin gülüsün Sultanım benim.

    Güzel ahlakın, dünyamızı aydınlatır
    Kainat, susmaz; bak hep seni anlatır
    Beş vakit namaz, yüreğimizi parlatır
    Gönüllerin hak sultanı, Sultanım benim.

    Sen, Muhammedü'l-Eminsin ve güzelsin
    Sen, Hakk'ın seçtiği son Peygambersin
    Seni bilemeyenler, Hakk'ı nerden bilsin?
    Sen, gönüllerin sultanısın Sultanım benim.

    Mekke´den doğdun bütün dünyamıza
    Hakk'ın nurunu yaydın gönül deryamıza
    Ne olur lütuf buyur, gel birgün rüyamıza
    Gönüllerin hak sultanı, Sultanım benim.

    Doyulur mu hiç senin o güzel cemaline
    Doyulur mu o saf ve tertemiz haline
    Doyulur mu hiç Muhammedü'l-Emin'e
    Gönlümün hak sultanı, Sultanım benim.

    Cevap Yaz
  • Baki Ceylan
    Baki Ceylan

    günün anısı olarak çok güzel bir çalışma kutluyorum kameminizden yüreğinizden Peygamberimizin nuru eksik olmasın.saygılar

    Cevap Yaz
  • Mustafa Doğan
    Mustafa Doğan

    ONU UNUTMAYAN YÜREĞE SELAM OLSUN

    Cevap Yaz
  • İshak Özlü
    İshak Özlü

    Milletimizi tarihinden ve İslam dininden gelen hoşgörüsünü, insana ve insanlığa verdiği değeri görmezlikten gelerek ülkemizi karıştırmak isteyenler var. Barış ve huzur ortamını Türkiye’mize çok görenler var. Bazı şer odakları anarşi ve terörle besleniyor. 19- 20 yaşlarında fidan gibi delikanlıları, güya İslam adına, vatan adına, bayrak adına hiç acımadan kullanmaktadırlar.
    Günümüzü çok çok ilğilendiren bir konuda aklı selim bir yazı.Düşünceyi ,kalemi ve yüreği kutluyorum.Biz buyuz işte.Öldüren değil,yaşatan.Kutlarım dost.selam ve sevgilerimle.

    Cevap Yaz
  • İsmet Bulan
    İsmet Bulan

    Gönülden katıldığım güzel yazınızdan dolayı en samimive dostane duygularla kutlarım.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (7)

Osman Erdoğmuş