Kutlar İnsanlar Yaşgünlerini

Nazmi Öner
201

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Kutlar İnsanlar Yaşgünlerini

KUTLAR İNSANLAR YAŞGÜNLERİNİ

(Hakan’ın 36. yaş günü için)

İlkel bir avcının sihirli bir resme, büyü yapması gibi
Geçmişi anımsama, geleceği kavrama belirsizliğinde
Yaş gününde yeni bir giz, yeni bir haz arar sanki
Ve kutlar insanlar, nostaljik ve duygusal bir sarhoşluk içinde
Bir düğün, bir ayin gibi, kutlar insanlar yaş günlerini,

Belki de çok boyutlu ve çok uzun soluklu bir devranda
Bir bütünün, daha gizemli bir döngüsüdür de yaşam
Belki bir paryanın ulaşmak istemesi gibi Nirvana’ya
Ve belki de bu döngünün bir safhasını, bir evresini
Değişik bir devresini tamamlamaya geliyoruz dünyaya.

Ey insanoğlu! Aldırmadan yinelenip duran zamana
Zamanda kanıksanmışlığa, hoyratlığa, sonsuz boşluğa
Ve geldin, sanki gelmek marifetmiş gibi dünyaya
Ey yaratılmış olan! Doğdun ağladın, güldün yürüdün
Yalnızlık ve ıssızlık timsali, kalabalık bir ormana

Ve vardın dayandın bilmeden en yakınındaki
Yalnızlık ve özgürlük sembolü, başı göğe değen bir ağaca
Oysa senin bakışın, kavrayışın başka, dünya başka
Doğdun yürüdün, sonu başından belli bir savaşın ortasına
Ve sen ne denli temiz saf ve inançlıysan, dünya o kadar laçka

Okyanusun ortasında, dev bir dalganın dulda yüzünde
Meydan okumak da niye; sulara, toprağa, doğaya
Aldırmadan mesafelere, bir ceviz kabuğunun içinde
Yürüyüp yaşama, yürüyüp zamanda sonsuzluğa
Yürürsün ha, inançların ideallerinle, sevginle, yüreğinle

Yürüyüp bir selvi gibi göğe, bir tohumdan güneşe
Yaşamak meydan okumak değil midir zaten her şeye
Oysa insan, ne kadar da mikroskobik bir nokta şu alemde
Boyuna boyutuna bakmadan, kafa tutar tüm büyüklüklere
Anlaşılan güç bedende değil, güç beyinde, güç yürekte

ll

İnsanlar dedesinin kim olduğunu bilmese de
Silinip gitmeyi dünyadan, sindiremez içine
Ve kendinden bir şeyler kalsın ister geride
Herkesin çocuk istemesi, çocuk sevgisi ve işte
Herkesin çocuk diye delirmesi, bundandır belki de

Ve geçerken zaman, bir nokta koydu 28 Kasım 1970’e
Sanki yaşam ağacı dallanıp, yapraklanıp, çiçekleniyordu
İçimde bir bahar sevinci, içim içime sığmıyordu
Sanki yeni bir sayfada, güneş farklı bir ufuktan doğuyordu
Oğlum sonsuzluğum, oğlum yaşantımda yeni bir boyuttu

Sanki bir enerji topu gibi, hiç yerinde duramıyordu
İki yaşındayken fare avlıyorduk mutfakta
Fare kaçtıkça o koşuyor, kahkahalarla zıplıyordu
Ne kundakta duruyordu ne salıncakta, ne kucakta
Yaşam doluydu, korkusuzdu, ele avuca sığmıyordu

O günlerde sanki, felaketler de birbirini kovalıyordu
71 depremini, trafik kazası ve onu su baskını izliyordu
Oğlan yılanı kavrayacak, yanan közü avuçlayacak çağında
Terliyor üşütüyor, elini yakıyor, düşüyor ama vazgeçmiyordu
Yaşamda son sürat ileriye ve daha ileriye varmak istiyordu

Tüm olumsuzluklara karşın, zaman hızla akıp gidiyordu
Zaman gladyatör dövüşlerinden daha acımasız
Yaşam koşulları kurtuluş savaşlarından daha zordu
Derken bir de kızım oldu, sevgi paylaşıldı azalmasa da
Fakat o küçüktür, güçsüzdür, kızdır diye korunuyordu

Oğlan kıskançlığını aksilikler, tersliklerle ortaya koyuyordu
Ne psikoloji ne de pedagoji bunları çözmeye yetmiyordu
Kültür hoşgörüden uzaktı, otoriteye ödün veriyordu
Pedagoji sabır, uğraş, pedagoji lüks ve uzun yoldu
Küçük çocuğu azarlayıp susturmak, kolaya geliyordu.

Hatta belki de baba, oğlunun onu deliye döndüren
Yaramazlıklarından, bağımsızlık, kişilik ve yüreklilik adına
Gizli bir gurur duyuyordu, ama bunu açıklarsam çocuk şımarır
Üzerindeki otoritemi kaybederim diye düşünüyordu
Kültür sevgiyi otoritesizlik, zayıflık ve zaaf gibi gösteriyordu.

Aslında onu çok sevse de, bunu göstermek zordu
Sevgilerin sevinçlerin gizlice yaşandığı bir kültürde
Güzel duyguların sergilenmesini görgüsüzlük gibi algılıyordu
Sorumluluklar geçiyordu bu yüzden sevgilerin önüne
Ve çocuk kendisiyle yeterince ilgilenilmediğini sanıyordu.

Varsa hatalar, varsa pişmanlıklar, varsa eksik kalanlar
Ben alıyorum yaşanan olumsuzlukların sorumluluğunu
Ve sana bırakıyorum, güzel yanlarıyla mutluluğunu
Yürekten dileğim, her yeni yaşın gelsin eskisinden daha mutlu
Daha başarılı ve daha sağlıklı eylesin, soluduğun her soluğu

Şimdi Aklın kavrayamayacağı ve beynin düşleyemeyeceği boyutta
Mutlu bir yaşam diliyorum sana; eşin, oğlun ve dostlarınla
Dilerim yer olur yaşamında, her zaman vefaya ve dostluğa
Ve selam olsun dostluk ve hoşgörü okyanusunda nice nice uzun yıllara
Yaş günün kutlu olsun ve olmasın hiç tasa, sevgiyle sevinçle yaşa.

28.11.2006 Antalya

'Amsterdam Şiir Gibi Şehir' den

Nazmi Öner
Kayıt Tarihi : 16.1.2007 11:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nazmi Öner