Yüz yıl önce kazanılan zaferle,
Yayıldı dünyaya ünün Kütahya.
Başta Başkomutan, Yiğit Askerle,
Yaşandı en mutlu günün Kütahya.
Yunan dedikleri üç günlük cücük
Sen dağdan gel Türk'ün bileğini bük!
30 Ağustos’un anlamı büyük,
Elbet farkındayız bunun Kütahya.
Dumlupınar Meydan Muharebesi;
Felç etti düşmanı dipçik darbesi.
Ulubatlı Hasan'ın talebesi,
Mehmetçikle arttı şanın Kütahya.
Uğratmadın toprağına kötüyü,
Bilhassa saldırgan, vahşi Batı’yı.
Sevmedin tarihî ismin Koti’yi,
Şükür dünde kaldı dünün Kütahya.
Önce Domaniç’te Türk’ü kucakla,
Gel Dumlupınar’da Yunan’ı hakla.
Kuruluş, Kurtuluş geliyor akla
Ne zaman açılsa konun Kütahya.
Ne hava, ne toprak, ne de su bayat,
Hepsi de mübarek biçilmez fiyat.
Yaşamışsın yetmiş asır bir hayat,
Çoktur acı tatlı anın Kütahya.
Hitit, Frig, Roma, Bizans çağın var,
Hayli keskin tırpanın, orağın var,
Türk'e her dem açık bir kucağın var,
Besbelli kaynadı kanın Kütahya.
Selçuklu, Germiyanoğlu, Osmanlı;
Her devrin muhteşem, anlı ve şanlı.
Minareler asırlardır ezanlı,
Sesini kesmişsin çanın Kütahya.
Dostun sıcak tavrı kime hoş gelmez,
Beyden beye tek gül gelir, taş gelmez.
Devlet Hatun Beyazıt’a boş gelmez,
Çeyizi olmuşsun onun Kütahya.
Seramik sanatı dimdik ayakta
Boy gösterir bir vazoda, tabakta,
Maharet ellerde, cevher toprakta,
Gözler kamaştırır çinin Kütahya
Toprağında otuz beş çeşit maden,
Her biri gelecek, umut vadeden
Bilmem farkında mı çiğneyip giden.
Pes etme açıktır önün Kütahya
Sana eşit uzaklıkta; Antalya,
İstanbul, Ankara, İzmir’le Konya.
Bu ne güzel bir şans, ne hoş coğrafya,
Ayarlanmış boyun, enin Kütahya.
Hem soğuğu bol suyun hem sıcağı,
Pınarla süslenmiş ovası, dağı.
Eynal, Çitgöl, Naşa şifa kaynağı,
Kaplıcadır dört bir yanın Kütahya
Seyir terasından bir bak Simav'a,
Karşında yemyeşil geniş bir ova.
Yaz günü tam ilaç o serin hava,
Hiç kapanmaz doğal fanın Kütahya,
Gölcük Yaylası’dır Simav'ın damı,
Büyütmüş binlerce devasa çamı.
Lavanta kokulu piknik ortamı
Ararsan olmalı yönün Kütahya.
Rastlasam yer idim “cimcik” yemeği,
Bir “dolamber” bir “tosunum böreği.
Fark ettim tadınca bir köy ekmeği,
Bal ile yoğrulmuş unun Kütahya.
Simav her şeyiyle tam Karadeniz;
Bir tek hamsi yetiştirmekten aciz.
Fındık, hurma, töngel, kestane, ceviz.
Hayli zengin sofran, sinin Kütahya
Gediz’de tarhana, Emet’te pide,
İsim yapmış Tavşanlı leblebide.
Gelmek yine kısmet olur belki de,
Sevdim her yöreni senin Kütahya.
Akdağ, Güney birer tarım beldesi,
Eski Massey, Fiat halkın gözdesi.
Bu da bir aşk geçmez vakti, vadesi,
Eski’ni tutmuyor yeni’n Kütahya.
“Elif dedim, be dedim” sustu sazım
Ötesine yetişmedi avazım.
Hakkını, hatrını ödemem lazım,
Yaşattığın her bir anın Kütahya.
“Kütahya’nın Pınarları” türkünü
Dinleyerek savuşturdum her günü.
Osman özledi evini barkını,
Gel kes biletini şunun Kütahya.
Osman BULUT
16.08.2023
KÜTAHYA SİMAV
Kayıt Tarihi : 25.11.2023 12:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!