ŞİİR, SEVGİLİM; SEVGİLİM, ÖTEKİ BEN...
Ege Ekspresi şimdi Kütahya'dan geçiyor
sen derin uykudasın
kimbilir hangi sarı ışığın ardındasın
hangi pencere saklıyor seni
kaç çocuğun var
belki de başka bir kente taşındın
gökyüzünde kederli bir ayışığı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
yüreğine sağlık kutlarım,öğretmenim saygılar!!!
geçmişten bugüne tanışan yüregin sessiz çıglıgı
izi hala belirgin hala aglar yürekteki gözler
güzeldi şair kutlarım
Değerli arkadaşım gittigimiz yerlerde hangimiz yabancı değiliz ki! Birde sevdiğimizi bırakmak zorunda kalmış isek şayet. Kaleminize sağlık.
Tebrikler... Ben bu şiirinizi gerçekten de çok beğendim... Bunu bütün samimiyetimle yazıyorum... Çünkü, ben de yıllarca yollardan geçtim... Hem de geceleri... Tabiki otobüslerle... Yüreğinize sağlık... İyi ki varsınız...
Gitmeyim şehrine hiç görme beni şiirime tıpatıp uymuş neredeyse.Yüreğine sağlık İbrahim kardeşim varki Kütahya'ya hiç gitmedin.
Allaha emanet olasın saygı ile ümüt güngör
Gitmeyim Şehrine Görme Hiç Beni
Gitmeyim şehrine görme hiç beni,
Bir kartal saldırsın dağlasın teni,
Nasıl olsa ben kaybettim seni,
Şarkımdan teselli bul dersin bana.
Yemin ettim beni görmeyeceksin,
Hasretle gözyaşım silmeyeceksin,
Şehrine gelsemde bilmeyeceksin,
Şarkımdan teselli bul dersin bana.
Uzaktan bakıp ta özler dururum,
Zavallı yüreği közler dururum,
Bir yaprak olur birgün kururum,
Şarkımdan teselli bul dersin bana.
Esmiyor poyrazım durgun samyelim,
Sana koşardım ya farzet tembelim,
Sen rüyalarımda asil pempelim,
Şarkımdan teselli bul dersin bana.
Şimdi kardeleni yak deme bana,
Oturup seyrine bak deme bana,
Gayrı yüreğime ak deme bana,
Şarkımdan teselli bul dersin bana.
Ayrılık saati vuslatı geçti,
Bu defa da kader bizleri seçti,
Şarkının türkünün zamanı geçti,
Şarkımdan teselli bul dersin bana.
Ümüt Güngör
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
BENCE DÜN GECE BAL GİBİ GEÇMİSSİN ADAŞIM SEN KÜTAHYADAN...HEMDE KANITLAR BIRAKARAK...İNANMIYORSAN TEKRAR OKUR MUSUN ŞİİRİNİ.?.KUTLARIM SAYGIN KALEMİNİZİ..SELAM VE SAYGILARIMLA...İBRAHİM YILMAZ.
kimler geçer yaşadığımız kentlerden.acaba her geçe şiirinizdeki gibi duygular taşıyor mu?sevdayla yoğrulmuş yürek ister bu duyguları taşımak için.kutluyorum,harikaydı.
Ege Ekspresi şimdi Kütahya'dan geçiyor
sen derin uykudasın
kimbilir hangi sarı ışığın ardındasın
hangi pencere saklıyor seni
kaç çocuğun var
belki de başka bir kente taşındın
gökyüzünde kederli bir ayışığı
kahverengi yalnızlıklar bırakarak...
neyse
sen uyumana bak
say ki geçmedim dün gece Kütahya'dan...
Sitemkar olsada güzeldi. Yüreğinize sağlık sayın Eroğlu. +10
'ben uyumuşum
sen gitmişsin
bana dokunmadan..'
:)))))))
şiirini okuyunca gerçek bir yaşanmışlık geldi aklıma.anlatayım mı?
Mehmet abi dört çocuklu,içine kapanık,çok da kendini anlatamayan birisidir..yani kekemedir biraz..buna rağmen geçenlerde anlattığı şey çok etkiledi beni..
yıllar önce Ankara'ya gitmiş ve bir üniversiteli kıza aşık olmuş. hem de iki çocuğu,eşi varken...olsun tabii,buna bir şey diyemem...aşık olduğu kızla parklarda,pastanelerde oturup,yollarda yürümüşler...bir ayakkabıcıya gidip kırmızı renkli ayakkabılar almışlar kendilerine...aralarında büyüyyan aşka rağmen ayrılmışlar..yani kız okulu bitince kaybolmuş,Mehmet abi de evine geri dönmüş...arasıra buluşuyorlarmış zaten...
ama işin en çarpıcı yanı,daha sonra yaşanmaya başlamış.bizim Mehmet abi her Ankara'ya gidişinde kırmızı ayakkabılarını giyip,sevgilisiyle gezdiği yerlerde dolaşıyormuş...
böylesi aşklara ne demeli şimdi?..demek hala var,ölümsüz olanı aşkın ki, gıpta ile dinlerim bunu kendisinden...sonra da hayıflanırım:beni niye hiç kimse aşkla sevmedi ki!..:))))diye!......
ve neden Bolu'dan geçmez içi aşk dolu trenler:)))))
kutluyorum, sevgilerimle, dost....
Sevgili ibrahim bey kardeşim..
belliki kütahyada güzel anıların var. anıların adına bu kadar içli ve maziyi tefekkür denilebilir.
kutlarım.
Bu şiir ile ilgili 147 tane yorum bulunmakta