BÜYÜK ZAFER KUT’ÜL AMÂRE KİMİN UMURUNDA
KUT’ÜL AMÂRE TARİH KİTAPLARININ ÜSTÜNDE HİÇ DURMADIĞI AMA OSMANLI ORDUSUNUN İNGİLİZLERİ PERİŞAN ETTİĞİ BİYÜK BİR ZAFERDİR.
Kut'ül Amâre Zaferi, Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunun en önemli zaferlerden birisidir. Çanakkale Savaşı'nın gölgesinde kalsa da İngilizlerin prestijini hiç beklemedikleri şekilde sarsmış bir muharebedir.
Bu muhabere de General Charles Townshend de dâhil olmak üzere çok sayıda yüksek rütbeli İngiliz subayı ve askeri Osmanlı Ordusu’nca esir alınmıştır.
Osmanlı Ordusu bu zaferle İngiliz birliklerinin Bağdat’a doğru ilerlemesini durdurmuş fakat ne yazık ki bu zaferle birlikte ele geçirmiş olduğu inisiyatifi daha sonraki aylarda yapılan çeşitli hatalar sonucunda İngilizler karşısında ağır yenilgiler alarak Bağdat’ı ve daha sonra tüm Irak’ı terk etmek zorunda kalmıştır.
KUT’ÜL AMÂRE:
Kut’ül Amâre Zaferi Türkiye’nin NATO’ya üye olduğu 1952 yılına kadar Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından ‘KUT BAYRAMI’ olarak kutlanmış fakat 29 Nisan 1916 yılında tıpkı Çanakkale Zaferi’nde olduğu gibi diline, ırkına memleketine ve milliyetine bakılmaksızın Müslüman Osmanlı Ordusu’nun, Irak’ın Kut bölgesinde, İngiliz General komutan Tawshend, 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 İngiliz askerini esir aldığı ve 40 bini aşkın İngiliz askerini de öldürdüğü bu büyük zaferin kutlamaları her nedense bu tarihten sonra durdurularak unutulmaya terk edilmiştir.
Osmanlı ordusunun bu büyük zaferi İngilizleri olduğu kadar Avrupalı diğer müttefiklerini de büyük bir şaşkınlık yaşamasına sebep olacaktır.
Büyük kuvvetlerle Çanakkale'ye saldıran İngilizler, aynı tarihlerde diğer Osmanlı topraklarında da adım adım ilerliyorlardı. Çanakkale yenilgisinden sonra ağırlıklı olarak Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Irak Cephelerine kuvvet kaydıran İngilizlerin öncelikli hedefi Bağdat’tı. Eğer Bağdat ele geçirilebilirse Osmanlı bu topraklardan kalayca atılabilirdi.
General Tawshend komutasındaki İngiliz birlikleri 24 Temmuz 1915 günü Bağdat'a doğru hücuma geçti. Bu ilerleyiş karşısında Irak Umum Kumandanı Nurettin Bey komutasındaki birlikler 28 Eylül 1915 tarihinde İngilizler karşısında Kut'ül Amâre'den çekildi ve İngilizler burayı işgal etti.
22 Ekim günü ise İngiliz birlikleri Bağdat üzerine iki koldan yürümeye başladılar. Bu birlikler Selman Pakt'ta Nurettin Bey komutasındaki birlikler tarafından 22 Kasım günü durduruldu. İngilizler tekrar Kut'ül Amâre'ye geri çekilmek zorunda kaldılar.
23 Kasım günü de Osmanlı birlikleri hücuma kalktı. Birçok yerde çok çetin çatışmalar oldu. Zaman zaman Müslüman birlikleri geri çekilse de Osmanlı askerinin genel saldırısını İngiliz kuvvetleri durduramadı.
5 Aralık günü Osmanlı birlikleri, Kut'ül Amâre önlerine geldiler. Aralık ayı boyunca Kut'ül Amâre'de sıkışan İngiliz birlikleriyle çok çetin çatışmalar oldu ve İngilizler kuşatıldı.
Osmanlı ordusu Kut'ül Amâre'de İngilizleri tam manasıyla kuşatmış ve bir çember içine almışlardı. Bunu yarmak için İngiliz birlikleri zaman zaman takviye aldıysa da başarılı olamadılar.
Mart ayına kadar süren bu kuşatma sırasında İngilizler içinde büyük kayıplar oluyordu. Nehirlerden yapılan cephane ve yiyecek yardımı ise yeterli olmuyordu. Bu yarma sırasında Sabis bölgesinde Ali İhsan Bey komutasındaki birliklerle de başarılı çarpışmalar oluyordu.
Sabis Meydan Muharebesi olarak da tarihe geçen bu çatışmalarda Müslüman Osmanlı Askeri büyük başarılar elde ediyordu.
10 Mart 1916 günü zor durumda bulunan İngiliz birliklerine, Halil Paşa, teslim olmalarını önerdiyse de İngiliz komutan buna olumlu cevap vermedi. İngilizler 6 Nisan günü büyük bir saldırıya geçerek yarma harekâtına giriştiler, ancak başarılı olamadılar ve çok büyük kayıplar verdiler.
9 Nisan günü İngiliz Generali Tawshend'e, bir kere daha Kut'ül Amâre Kahramanı Halil Paşa'nın "teslim ol" çağrısı gitti. General buna, "Türkler, muharebe sahasında daima iyi asker ve necip insandırlar; fakat ben henüz teslim olmayı düşünmüyorum" cevabını verdi.
22 Nisan günü İngiliz birlikleri General Tawshend komutasında 5 bin kişilik birlikle bir kere daha hücuma geçtiler fakat bundan da olumlu bir sonuç alamayıp arkalarında 3 bin ölü bırakarak geri çekildiler.
Savaşarak kuşatmayı kıramayacağını gören İngiliz General Tawshend Halil Paşa'ya rüşvet teklif ederek kuşatmanın kaldırılmasını istediler. Önerilen rüşvet hiç de yabana atılacak cinsten olmamasına rağmen Kut kahramanı Hali Paşa da bu tarihî teklife şu anlamlı cevabı verdi: "Baltacı devirleri geride kaldı!" Bunun üzerine pabucun pahalı olduğunun idrakine varan General Tawshend ordusuyla birlikte 29 Nisan 1916’da Osmanlı ordusuna teslim oldu.
Bu büyük zafer Avrupa’yı tam manasıyla şoke etmiştir. Bütün gazeteler Osmanlı zaferini yazarken İngilizler için “Çanakkale’den sonra ikinci büyük hezimete uğradılar,” değerlendirmesini yapıyordu.
Bir süre sonra ne yazık ki Osmanlı Birlikleri Almanya’nın etkisiyle İran cephesine gönderilerek bölgedeki Osmanlı güçleri zayıflatıldı. Zayıf kalan bu cepheye İngilizler bir kere daha saldırarak Mart 1917’de Bağdat’ı ele geçirdiler. Ardından Musul’a ilerledilerse de Osmanlı Ordusu’nun direnişini kıramadıkları için petrol yatakalarınca zengin Musul’u ele geçiremediler.
BÜYÜKKUMANDAN HALİL PAŞA
Ancak bu zaferlerin bu direnişlerin seyri Mondros Mütarekesi'yle değişti. Mondros Mütarekesi'nden üç gün sonra Irak ve İran Cephelerinde savunulan Müslüman toprakları işgal edildi.
Kut'ül Amâre ve çevresindeki bölgelerde görev yapan ve adlarını iki büyük zafere yazan Ali İhsan ve Halil Paşalar yıllar sonra soy ismi olarak bu bölgenin isimlerini aldılar. Sabis ve Kut…
Kut'ül Amâre'de Osmanlı ordusu bizim bugün bu topraklarda bir Müslüman olarak yaşamamız için 25 bin şehid vermiştir.
_________________________
“BU GÜNE ‘KUT BAYRAMI’ NAMINI VERİYORUM.”
Bu büyük zaferin ardından Osmanlı birliklerinin Kumandanı Halil Paşa 29 Nisan 1916 günü, günlük ordu emrinde ordusuna şu mektubu yazıyordu.
ORDUMA
Arslanlar!
Bugün Türklere şerefü şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın müşemmes semasında Şühedamızın ruhları şadü handan pervaz ederken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum.
Bize iki yüz seneden beri tarihimizde okunmayan bir vakayı kaydettiren Cenab-ı Allah'a hamdü şükür eylerim. Allah'ın azametine bakınız ki, bin beş yüz senelik İngiliz Devleti'nin tarihine bu vakayı ilk defa yazdıran Türk süngüsü oldu. İki senedir devam eden Cihan harbi böyle parlak bir vaka daha göstermemiştir.
İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci vakayı Çanakkale'de, ikinci vakayı burada görüyoruz.
Bugüne ‘KUT BAYRAMI’ namını veriyorum. Ordumun her ferdi, her sene bu günü tesit ederken şehitlerimize yasinler, tebarekeler, fatihalar okusunlar. Şühedamız, hayatı ulviyatta, semevatta kızıl kanlarla uçuşurken, gazilerimiz de gelecekteki zaferlerimize gözcü olsunlar."
Mirliva Halil -> Altıncı Ordu Komutanı / 29 / Nisan / 1916 – Bağdat
*** *** ****
Sonuç olarak; Kutü’l Amâre Muharebesi; Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Ordusu'nun zor şartlar ve imkânsızlıklar içerisinde, Çanakkale'den sonra İngilizlere karşı kazandığı ve bir tümeni bütün personeli ile birlikte esir aldığı eşsiz bir zaferdir.
Derleme ve düzenleme Recep Akıl
Kayıt Tarihi : 20.10.2020 16:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!