Kut Şiiri - Hulki Can

Hulki Can
42

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Kut

Kut
I. Lejyon
Utrillo cenin
En üst meleke sevgi
Kayboluşun kayboluşu gnosis
Ve dölüt.
Dişi olmasaydı
Elginlik de olmazdı.
Onun için kutsa beni
Beni kutlu kıl
Ben çoğulum çünkü
Ben lejyonum.
Ben ifritim.
II. Arayış
Asla aramaktan vazgeçmeyeceğim diye haykırdı Sidharta
Arayış
Türkler Anadolu’ya gelmeden çok önce
Karluklar İrtiş suyun geçmeden
Üze kök tengri asra yagız yir kılınmadan
İkin arası kişiogli kılındığı an başlamıştı.
Tarih arayıştı.
III. Uzak sahillerin kırları
Şiir ölümdür sevgili.
Ölünce anlarsın
Eğri büğrü toprağa düşünce
Tinsel eteklerin
Uçları çekilerek kaçışan
O kimsesiz kırların
Sürekli salvosudur yiten
Feneridir bir kayığın
Sökülürken tan
Hala ozanlar ölür şiirden
Ölünce anlarsın.
O küçük sahil ovasında
Hala martı sesleri duyulur
Bir tren geçer çakıl çukul
Tıslaya pıslaya
Kokusunu taşır rüzgarlar

Hulki Can
Kayıt Tarihi : 26.11.2005 20:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    güzel bir şiir ..altında güzel bir yorum..antoloji..salt bunun için sevmeli seni belki de...

    Cevap Yaz
  • Vildan Sevil
    Vildan Sevil

    H.Can şiirindeki duygu yükü,bilgi çeşitliliği,söyleyişteki ustalık,çok gizemli bir bilmece gibi sürekli kendi derinliğine çekiyor beni. Gizeme ne denli ulaştığımı bilmiyorum. Ama bu zevkli uğraşa katılımı arttırıp,ulaşamadığım yönlerin açığa çıkarılabilmesi umuduyla yorumları paylaşmaktan da kendimi alakoyamıyorum. Kimi bilgileri belleğin derinliklerinden çağırıyorum, kimileri için de kitaplara,geogle'a başvuruyorum.

    Şiirimizin teması, arayış. Peki,neyi arıyor ozanımız? Gnosis, Hristiyanlığın ilk döneminde, özeğitimi yoluyla ve gerçek bilginin orada olduğu inancıyla, insanın kendi iç dünyasına yani Tanrı'ya ulaşma, arınma öğretisiymiş.Sanıyorum, Roma imparatorluğunun henüz çok Tanrılı dönemi ve kurulan Lejyonlarla Asya ve Afrika'ya seferler sürüyor. İseviliğin en saf sevgiyi savunan ve en bilge yanı, daha o zaman,doğmadan,ergenliğe ulaşmadan (Dölüt=Fetüs) yok ediliyor. İsevilik daha sonra bu en temiz öğretisini sapkınlık olarak dışlıyor. Ama bir rahim var,onu oluşturan...İnsanlık, insanlığın bu özelliği ve onu oluşturan rahim bu kutsanmalı. O yok ediliş, tarihin belleğine kazındı bir kez. Onu yapan da insanlık,insanlığın ifrit(Şeytan-kötücül) yanı.
    {Bütün bunlar, bu güzelim öğretiyi yok eden Lejyonların (Askeri birlik) kötülüklerini marifetmiş gibi onur ödülü haline getirip (Legion d'honneur nişanı- Sembol olarak Fransız ressam Utrillo) çok çok önce oldu.Şimbi sahip çıkılan,kötülüklerdir artık }

    Her yönüyle insan,insanlık portresi çizilirken,ozan, arkaik kalıtın tümünü bir insan olarak tüm gerçekliğiyle içselleştiriyor,onunla özdeşleşiyor.Aradığı ise elbette güzel yanı. Ve geçmişin o güzel yanına özlem.

    2.Bölüm: Hinduizm-Budizm de aynı arayışta. Sidharta (Herman Hess), insanın her yönünü keşfetmek için en adi yaşam biçiminden en lüksüne, insana dair ne varsa tanımak,yaşamak ister. Nirvana'ya ancak böyle ulaşacağına inanır. Türkler de çeşitli inanışlarıyla, yaşamlarıyla aynı arayıştaydılar. O zamanlar arı-güzel insana daha yakındılar.Yine arayış, özlem.
    3. Bölüm : İnsanlığın aradığı,özlediği o güzel yan, bugünkü uygarlığımızda nerede? Yok. İçi acır ozanın. Ölümcül bir acı. O, aranan,özlenen,olması gereken yoktur bugün.
    Hayır, vardır...Nerede? Doğada ve ancak ozanların yüreğinin derinliklerinde...Arayış, bu derinliğe doğru yelken açmaktadır. Ölümcül fırtınalarla boğuşarak... Biz de ozanın ardına düşüp şiire dalarak ona eşlik ediyoruz. Rastgele...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Hulki Can