KUSVÂ
Peygamber efendimizin Kusvâ adlı devesi:
Peygamber efendimiz Medîne-i münevvereye hicret edip gelince, Medîne'nin ileri gelenleri Kusvâ'nın yularını tutup, Peygamber efendimizin kendi evlerine misâfir olmasını istediler. Onlara; "Devemin (Kusvânın) yularını bırakınız. O me'mûrdur. Kimin evinin önünde çökerse, orada misâfir olurum" buyurdular. Kusvâ Medîne sokaklarından geçerek ilerledi ve bugünkü Mescid-i Nebî'nin (Peygamber efendimizin mescidi) kapısının bulunduğu yere çöktü. Resûlullah efendimiz Kusvâ'nın üzerinden inmedi. Hayvan tekrar ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Eski yere dönüp çöktü ve bir daha kalkmadı. Boynunu ve göğsünü yere uzatarak tatlı tatlı böğürmeye ve sağa sola deprenmeye başladı. Bunun üzerine Efendimiz, Kusvâ'nın üzerinden inip; " İnşâallah menzilimiz burasıdır” buyurdu.
Peygamberimiz s.a.v. devesi Kusvâ’nın üzerindeydi. Mübarek başında yemen işi siyah bir sarık vardı. Günlerden mübarek Cuma günü kuşluk vaktiydi. Bir taraftan Fetih Suresini okuyor, diğer taraftan Allah’a hamt ederek şehre yaklaşıyordu. Mekke’ye giriyordu. Tevazusundan omuzlarını eğdiği için neredeyse mübarek sakalı devesinin semerine değiverecek gibiydi.Yuları boynuna dolanmış Kusvâ, Mekke’ye giriyordu…
Biz Kusvâ Kadar da mı Olamıyacağız?
Peygamber efendimiz s.a.v. Ashabıyla bir seferden dönerlerken yağmurlu bir havada yollarına devam ediyorlardı. Henüz konaklama yerlerine gelmemişlerdi. Yağmur aralıklarla devam ediyordu. efendimiz s.a.v. Nafile namaz kılacaktı. Fahri Kâinat efendimiz, Kusva’ya dur dedi. Kusva’da gözünü kırpmadan durdu, öyle bir duruş ki, sanki bir heykel oldu. Resûlullah üzerinde namazını tamamladı. Kûsva’nın Resulü Ekreme itaatını görüyormusunuz?
Kusvâ adlı devesinin üstünde Vedâ Hutbesi’ni okudu.
Maide Suresi Rasulüllah s.a.v. bu devenin üzerindeyken nazil olmustu.
Peygamber Efendimiz s.a.v. Medine’ye onun sırtında hicret etmişti.
Mescid-i Nebevi onun çöktüğü yere yapılmıştı.
Peygamber Efendimiz s.a.v. Hudeybiye anlaşmasının yapıldığı sefere yine Kusvâ ile çıkmıştı.
Kaynaklar ………………..
Tabakatı Sa’d, İbni Hişam.
Ali Kılıç Kakiz
Kayıt Tarihi : 1.10.2013 21:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!