Kusuru ile Sevmek- Garib Çoban

Kusuru ile Sevmek - Garib Çoban

Duygusal bağı ona hissettiğin sıcaklık ve yakınlık sebebiyle ilk olarak kendin kurarsın.
Fakat sonrası onun sana ne hissettirdiğiyle şekillenir.
Ne kadar güçlü bir bağ kursan da onun sana muhabbeti yoksa o bağın/alâkanın şiddeti zamanla eksilir, azalır ve söner.
Zamanla heyecanın kayboluyor, hevesin, azmin azalıyor.
Umutların koşullu artık ve hayallerin bile daha mütevazı oluyor.
En zor iş, kendini bilmektir, en kolay iş, öğüt vermektir.

Aynanın yanında duruyorum, kendime hayran kalıyorum.
Tanrı'nın seni böyle göndermesine şaşmamalı.
Sana teheccüt vakti her b/aktığımda değer veriyorum.
Ben de seni koruyorum kendimden.
Ve elimden geldiğince önemsiyorum.
Belki de öyle olmamalıyım.
Ama yine de sadece sana takıntılıyım.
En zor iş, kendini bilmektir, en kolay iş, öğüt vermektir.

Cevaplarınla birlikte soruların da tükeniyor sonra.
Meğer azalarak ilerliyormuş insan!..
Hasreti dindiren, içindeki yangını, huzursuzluğu ve gürültüyü sükuta erdiren en güçlü duygu, seni anlayan güzide bir insanın varlığıdır.
Olgunluk adındaki mefhumun aslı azalmakmış, anlıyor.
Ne ki senden alınmıştır o senin hayrınadır.
En zor iş, kendini bilmektir, en kolay iş, öğüt vermektir.

Kendine olan saygın başkasına olan sevginden büyük olmalı.
Başkası için kendini hebâ etmen sana hiçbir zaman huzur ve mutluluk getirmez.
Peygamber efendimiz (s.a.s.) bizleri çok sevdi.
Ama Allah var, biz de O'na aşığız.
Kişiliğine ve hayatına vereceğin en büyük tahribat başkası için kendini yok saymandır.
Şerler ve kötülükler bir odaya kapatılmıştır.
Bu odanın kapısı da kibirdir.
Bana benden gelir her ne olursa, başım rahat olur dilim durursa.
En zor iş, kendini bilmektir, en kolay iş, öğüt vermektir.

Niceleri aradı, fakat kimse bulamadı dünyada yerini.
Sen de bir hasretin sadrında aradın durdun; neyi aradığını bilmesen bile aramaya mecburdun!..
Dünyada saadetler yarımdır.
Çırpınışın boşuna, hepsi o kadar, eksik yok.
Vuslatlar bile tam değil yarım.
Teheccüt vakti, şems vaktini aramak zorundasın!..
Çünkü hayatın yarısı beklemek öbür yarısı aramaktır.
En zor iş, kendini bilmektir, en kolay iş, öğüt vermektir.

Allah'ın ikramı gecikmez.
En doğru zamanda gelir.
Gayesiz yaşayanlar nasipsiz kalır der Şirazlı Sadi.
Eyyûb’u da an!..
Hani rabbine, başıma bu dert geldi.
Ama sen merhametlilerin en üstünüsün diye niyaz etmişti. (‎Enbiya-83)
Nasibini var eden, onu sana bağlayan bir güzellik uğruna gayret etmen, istikametini doğru tutman ve harekete geçmendir.
Bir hedefin, çaban ve sağlam bir niyetin yoksa nasibin gelse de onu elinde tutamazsın.
En zor iş, kendini bilmektir, en kolay iş, öğüt vermektir.

Madem ki kader var neden bu çaba gönül.
Kader; yolun tamamını değil!..
Sadece yol ayrımlarını verir.
Hz Zekeriya Aleyhisselâmın O nidası!..
Ey Rabbim artık benim kemiğim zayıfladı, başımı bembeyaz alev aldı.
Rabbim,sana yaptığım duâ ile de
hiçbir zaman bedbaht da olmadım.
Sevmeyi beklerken, beklemeyi sever olmuşuz.
Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.
Öyleyse ne hayatın hakimisin, ne de hayat karşısında çaresiz.
En zor iş, kendini bilmektir, en kolay iş, öğüt vermektir.

Tevazu kapısı daima hakikat güneşine doğru açılmaz mı?..
Konuşma gereği hissetmiyor.
Yarının kederi sana fayda sağlamaz.
Çünkü arzuların yükünden kurtulmuş.
Hayat insanı hiç beklemediği anda yakalayıverir.
İnsan için en güzel an sevdiğini ansızın gördüğü andır.
En derin kederler veya müjdeler, aklının ucundan bile geçmezken karşına dikiliverir.
En zor iş, kendini bilmektir, en kolay iş, öğüt vermektir.

İnsanın bedeni insanın varlığının sahilidir.
İnsan bir denizdir ve o denizin sahili de bedendir.
Biz daha çok bedenin sahilinde duruyoruz, kendi varlık denizimize giremedik.
Göz hoşlananı sever, akıl onu anlayanı sever.
Kalp kendisine dokunanı sever, ruh kendisine benzeyeni sever.
Evvelinde bin türlü ihtimâli hesap ederdin, ihtimâllerden de büyük bir kudret var.
Ne ki senden alınmıştır o senin hayrınadır.
Sadece dış duyularının penceresinden eşyayı gören ve iç dünyasına yol bulamayan kimse varlık âleminin derinliklerine yabancıdır.
Ve mânâ âlemine de yol bulamaz.
En zor iş, kendini bilmektir, en kolay iş, öğüt vermektir.

Gündelik koşuşturmaların içinde karşılaştığın güzellikleri olağanüstü bir rastlantı olarak gör. Verilen bir selâmı şükür sebebi say.
Vermesi vermemek , vermemesi vermektir.
Evet, evet'tir; hayır, hayır'dır, kalanı şeytanlıktır. (Matta İncil'i 5,37)
Onun için bir şey ya vardır ya yoktur!..
Bir şey aynı zamanda hem kendisi hem de başka bir şey olamaz.
Olumluyla olumsuz birbirlerini kesin olarak götürürler.
En zor iş, kendini bilmektir, en kolay iş, öğüt vermektir.

Gün batımları hüzünle doludur.
Sadelik nihai karmaşıklıktır, kimsenin anlamasını bekleme.
Hayatta kendine ulaştığın zaman muhteşemsin.
Güneş ufka değdiğinde gün batımı gerçekleşir.
İnsanlar birbirine dokunduğunda inanılmaz şeyler oluyor.
İnsan ruhu sevginin ve özgürlüğün olduğu yerde kök salmıştır.
Yaşlandıkça güçlü kanatlar, derin kökler ve bilgelik işte ruhu büyüten budur.
En zor iş, kendini bilmektir, en kolay iş, öğüt vermektir.

Kuşlar gibi ruhlarımız da kendilerini güvende hissettikleri yere konar.
Çünkü onu ne zaman uğurlasan, ne kadar başarılı ya da başarısız olursa olsun, o gün benim günüm diye düşünüyorsun.
Ve sonsuza dek gidiyor şems vakti bir dua.
Sana yapılan bir iltifatı içtenlikle işit.
Boş övgüleri duy, sahte yüzleri gör, kötülüğü kavra ama istikametin iyi niyetten hiç şaşmasın.
Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun, inananlar için bir Nuh'un Gemisi vardır.
Ne ki senden alınmıştır o senin hayrınadır.
En zor iş, kendini bilmektir, en kolay iş, öğüt vermektir.
(Y.ed - Olduğum Gibi Kim Görebilir Beni Albümü)