Kusura Bakma Yavrum Şiiri - Ahmet Emer

Kusura bakma yavrum
havanı ödünç almıştım senden
doyasıya soluyayım diye
soludum soludum da kirkettim
borcumu inkar ettim unuttum

atom bombaları atarak
atom santralleri işleterek
petrol kuyularını ateşe vererek
yıllar süren savaşlarda her şeyi yakıp yıkarak
termo elektrik santralını filtresiz çalıştırarak
çimento fabrikalarının tozlarını savurararak
kirlettim yavrum havayı
asit yağmurları sera gazları ile sorumsuzca
yaktığım lastik ve naylonlarla
boya asit petrol kimyasalları ile
kirlettim yavrum havanı

kusura bakma unuttum seni
düşünemedim bol bulunca tükenmez sandım
temiz bulunca kirlenmez sanmıştım
kirlettim ve de tükettim yavrum
oysa ödünç almıştım senden

kusura bakma yavrum
suyunu ödünç almıştım senden
kana kana içeyim diye
içtim tıksırıncaya patlayıncaya dek
içtim içtim ama kirlettim de yavrum
çevreye attığım atıklarla
kimyasal biyolojik maddelerle kirlettim
bol bol akıtmıştım musluktan bitmez diye
gönen ettim tarlaları damlatmak yerine
arabamı halımı sokağımı yıkadım
yollara aktı sular diz boyu gölcük oldu
akıyor akıyordu boşu boşuna
su sesi para sesi kadın sesi en güzellerdi

sayaç ayarları ile oynayıp
bol bol kulanıyordum az para ile çokça
bir kova su giderdi bir traşa
bir diş fırçalamak bir testi su ile oluyordu
tuvaletlerde lavabolarda çeşmelerde akıyor akıyordu
tükenmez bitmez sanmıştım oysa bitiyormuş

gelmedi aklıma önüne bent çekip tıkamak
aktı seyhan ceyhan' dan
aktı fırat dicle'den
aktı yeşilırmak' tan kızılırmak' tan
o aktı ben baktım karasu- aras' tan
akıp gitti meriç' ten

doyasıya balığını bile yiyemeden
kusura bakma yavrum suyun kurudu
kurudu dağlar ovalar göller dereler
kurudu şiirler yazdığımız pınarlar

önce ormanları kestim tarla açtım
sonra yine orman yaktım site kurdum
yaktım ağacı kurdu kuşu börtü böceği
bataklık kuruttum yolağını çevirerek

kuruttum ya seni unuttum
gökte külden bulut oluştu
sonra yağdı küller yağmur gibi
kurtlar kuşlar kimi kaçıp
kimi cayır cayır yanarken
seyrettim sevindim site kuracak yer çıktı diye
nasıl olsa seçimde af çıkmayacak mı

affı aklımda tuttum ya
seni unbuttum yavrum
oysa ödünç almıştım
emaneten kullanıyordum oysa
emanetine hıyanetlik ettim yavrum

meğer ciğerlerim yanmış orman yanarken
meğer damarlarım kurumuş nehirler akarken
meğer aç kalmışım o akar ben bakarken

kurudu tenim bedenim yirmi yaş birden yaşlandım
kurudu dağ taş kalmadı ne ağaç ne çiçek
kurudu yeraltında kaynaklar kuyular
kalmadı ozon oksijen seradan
yağmur beklerken asit yağdı havadan

almadı zamanında önlemini yöneten
af getirdi seçimi kazanayım diye yeniden
göz yumdu yok edilirken ormanlar
şimdi kalkmış duaya çıkıyor utanmadan
yağdır mevlam su yağdır mevlam su

yok mu ki kullanmaz teknik yöntemler
bilse idi böyle olurmuyduk utanmaz
kaçıncı asırdayız avuç açar arlanmaz
yağdır mevlam su yağdır mevlam su

su olmayınca yavrum ekmek te olmadı
meyve de olmadı sebze de
kusura bama yavrum
yaşayacak hal kalmadı
bırak seni bana bile yer kalmadı

kusura bakma yavrum
borcumu ödeyemedim
kusura bakma yavrum
emanetini koruyamadım
ne dersen haklısın ne etsen yeridir
suçluyum ben suçluyuz hepimiz
hem dedem hem babam hem de ben
suçluyuz tüm emanetçiler
hem ninem hem annem hem karım
suçluyuz ağabey abla kardeş

ne havanı koruyabildik
ne suyunu saklayabildik
ne toprağını ormanını
insanız diye övünürüz boşuna
yazıklar olsun hepimize

sen hala yaşayabiliyorsan
varsan eğer dünyada
kusura bakma yavrum
biliyorum affı olmaz bunun ya
bari hakkını helal et
emanetini koruyamadık
sana ihanet ettik
yaşayacak bir dünya bırakamadık

kusura bakma yavrum.