Kalemin satıra sırt döndüğü bir gece
Konfeti havasında yağan bir kar,
Islak caddeler, ıslanmaya yüz tutmuş gözler.
Göründüğünden uzun bir yol,
Karlı zeminleri eriten sıcak nameler
Gecenin ortasında geceye küsmüş nameler.
Kirli bir pardösüden yapılmış ucuz bir soğuk
Keskin, bilenmiş sivri dişler.
Madalyonun diğer, ayazın gerçek yüzü.
Demir paletler takılmış iki araba
Yavaş seyrin seyri sefasında.
Acıyan bir yürek, acınan bir yürek,
Sisli farlardan farksız,
Gözlere batan dirgenler.
Kan dolan ellerinde kısık bir müzik,
Yorgan mendilinde ikişer göz yaşı.
Sararmış ellerde beyaz sayfalar,
Lekesiz bir resim çiziyor.
Esintinin boğazına alçak sesler
Gecenin ortasında geceye küsmüş esintiler.
Beni en büyük yapan bende olmayan ben,
Sanma ki küllüklere saklanmış dudaklarımı.
Ucuza gidiyor koca gökyüzü,
Peşin sözlerin altında.
Mum ışıklarına çatmalarım,
Fenerlere burun bükmelerim.
Ucuza giden benler,
Savuşturulmuş duyguların ardından,
El sallayan ucuza giden ben.
Metal - kurşuni bir tat emeller
Gecenin ortasında geceye küsmüş esintiler.
Asrın tam ortasında atlamak çağdan çağa.
Rakamları harflere satmak hoş,
Tükürdükçe boğazımın dudakları,
Dudaklarından arta kalan hoş.
Kağıt uçlarında sevdam, nemli topraklarda.
Tırnak diplerimin kirli mabedinde.
Dağılmış bir tekne,
Yitik bir liman.
Deniz fenerini kıran sen,
Geceye iki ye bölen yine sen.
Beni çıldırtan, köpek gibi rezilleştiren
Sabahları uyutan geceleri uyandıran.
Gecenin ortasında benden kaçan senler.
Gecenin ortasında geceye küsmüş esintiler
Kayıt Tarihi : 20.3.2004 00:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!