Daha yapacağım ne kadar çok şey var bu dünyada
yaşadığımdan da fazla yazsam sığmaz sayfalara
unuttuğum hazların tatmadığım tatların ardındayım
öğrendiğim çok şeyi suretlerin sıfatlarından taşıdım
ömrüme
umudun arkasından koşmayı her gün biraz daha
bıraktım
gidemediğim gezmediğim ülkelerin hasret dolu
vatandaşıyım
bilmediğim insanların bilmediğim yaşamlarının
sırdaşıyım
her gün biraz daha artıyor yaşam hakkında cevapsız
sorularım
tutabilsem düşündüğüm her şeyi istediğim her şeyi
görebilsem
bir bir avucumun içine alsam parmaklarımla dokunsam
binlerce yıldır yaşayan bir çınarın toprağını örtünsem
saklasam içime insanların ihtiraslı hırslarını sonra
unutsam
doğanın herkesten sakladığı sonsuz hayatın tohumu
olsam
bir solukta doldursam içime evrenin gizemli sırrını
kötülükler son bulur mu insanlar iyi olur mu
Kaç kişi bilir usanmadan sorguladığım bu hayatın
masalını
benim bilmediğimi kim bilir yaşadıklarım hakkında
ben acının mutluluğunu çoktan yüzüme yazdım
topladım çıkardım tükenmekte olan bu ömrün her anını
hatalarımın ederinden fazlasını günahlarıma ağladım
aldanışlarımın sılası umutları çoktan terk ettim
kederlerimi de azat ettim içimde ukde olan sevdayı da
seni de serbest bıraktım yüreğini de her şeyini unuttum
biliyorum sende umudun tükettiği bir aşkın yalanıydın
aldandığım ne varsa senin güzel yüzünden bana
bakardı
soğuk bir karanlık gibi bakardı çaresizdi sana ıssız
gözlerim
görecek kimselerim olmazdı görürmüş gibi yapardım
içimden çok korkmak gelirdi ellerim titrer tenim ürperirdi
bu olmazdı bir türlü kör kuyularında tükenmişti korkularım
Kuşlar gelirdi pencereme küçük renkli güzel kuşlardı
içime kadar sokulur sevgilerimin sıcaklığında ısınırlardı
durmadan biriktirdiğim söylenmemiş sözlerimi
söylerdim
yüreğimin kuytusunda sana çoğalan sevdalı sözlerdi
hepsini anlatırdım birer birer düşündüğüm ne varsa
anlatırdım
onlara seni anlatırdım o kuşlar sessizce beni dinlerdi
dudaklarımdan süzülen ayrılık makamında bir şarkı
olurdu
benimle beraber kahırlanıp benimle ağlarlardı
Hiç sevmezdin pencereme gelen o güzel kuşları
seni görünce o küçücük kuşlar yalnızlığa kaçardı
acı sözlerle korkutup bir bir hepsini içimden alırdın
bir kafes tutsaklığının çaresiz umuduna bırakırdın
dur dinle şimdi bir kuş esaretinin şarkısını söylüyor
haykırdığı acılı sözlerin melodisini benimle paylaşıyor
ah gözlerim görmeseydi hiç bu dünyanın acısını
kulaklarım hiç duymasaydı bu yalnızın şarkısını
artık zaman çok geç mevsim kış hava soğuk
don çiçekleri vurmadan kar yağmadan durabilir mi
kuşlar üşümeden yüreğimin kafesini iyice örtmeli
çiçekleri de artık içeri almalı donmadan
her şey beni bekliyor yapmasam olur mu
bilmiyorum herkesin hayatının bir manasımı var
sen durup durup bana uzaktan öyle bakma
bir sır saklar gibi sımsıkı kapansın göz kapakların
son aydınlığım gözlerinin içinde kaybolmasın
Karanlık yüzünü de gösterdi bugün gökyüzü
sakladı güneşi sakladı parlak ışıklarını
koyu bulutlar her yanı kapladı
soğuk bir rüzgâr esti sonra yağmur yağdı
sessiz bir hayattan bir gün daha sessizce uğurlandı
Kayıt Tarihi : 12.1.2022 12:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İsmail Akyüz](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/01/12/kuslarin-sarkisi-3.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!