Kuşların Efendisi ve Belkıs (2)

Keşif birliği komutanı hüdhüd
Süleyman ordusunun konak yerindeki
Keşfine geç gelir

Bir zaman beklenir
Bana ne oluyor da
Göremiyorum çavuş kuşunu
Cezalandıracağım ağır şekilde
Orduyu izinsiz terk sebebini açıklamalı

Sevimli hüdhüd gelir bir müddet sonra
Büyük bir edeple konar efendisinin yanına
Haberlerle geldim saba ülkesinden

Sultanları bir hatun
Muhteşem bir tahtı
Saltanatı
Mülkü
Her şeyi var
Sapıklık içerisinde kavmiyle birlikte
Güneşe secde ederlerken gördüm

Bir mektup yazdırır
Verir sevimli hüdhüde
Alır mektubu uçar gider bir anda

Dilenmede sarayının bahçesinde Belkıs
Bırakıverir kucağına güzel melikenin
Açar özenle okur Belkıs

Toplanır devlet adamları komutanlar
Görüşleri sorulur konu anlatılır
Emir sizin sultanım nasıl isterseniz
Yola koyulur armağanlarla elçiler

Döner gelir gerisin geriye hüdhüd
Anlatır olanları birer birer
Nihayet ulaşırlar elçiler
Armağanlar sunulur

Olağanüstü saltanatı
Kibir ve gurur taşımayan
Şükür ve tevazuu sahibi güzel ahlaklı
Melek gibi melik gördüklerini
Bitiremezler anlatır anlatırlar

Değerlendirir gelen haberleri
Akıllı temkinli melike
Yollara çıkılır hazırlıklardan sonra

Saklanır en emin bilinen yerlere
Dilden dile dolaşan efsanevi taht
Kilitler altında kilitlenir

Karşılama törenleri tamamlanır
Buraya gelmeliydi kafileden önce taht
Teyze oğlu Asaf Berhiya
Göz açıp kapamadan getiririm der
Taht getirilir anında biraz değiştirilir
Konulur görülebilecek yere
Güzeller güzeli Melike ve maiyeti
Gelirler san’aya
Senin tahtın da böyle midir
Sanki bu odur
Tanır tahtını

Bildirilmişti kuvvet ve ihtişamınız
Gerçeği gördük gözümüz açıldı
Müslüman olduk

Gezdirmekte güzel misafirini kuşların efendisi
Sırçalardan döşenmiş sahanlığa gelinir
Sudan geçme hazırlığı yapar Belkıs
Eteklerini kaldırarak
Oysa onun cilalı sahanlık olduğu söylenir
Tövbe eder hatasını anlar
Yine Saba melikesi olarak kalır
Evlenme teklifini kabul eder kuşların efendisinin
Hanım Sultan olmakla şereflenir.

Necmiye Sarpkaya