Az yemedim hayatta feleğin sillesini
Nevbaharları değil kışları sorun bana
Ezberledim adını, öğrendim hilesini
Kırılan hayalleri... düşleri sorun bana
Hayat güreş minderi; çok kısa kalabildim
Rakibim kaderimdi; sesini salâ bildim
Ne kaçmayı becerdim, ne de çift dalabildim
Yediğim kündeleri tuşları sorun bana
Ne bileyim haz nasıl neşe huzur ne demek
Ne bileyim yaz nasıl, gülde kusur ne demek
Bildigim; her nefese bin âh bedel ödemek!
Yastığa gizlediğim yaşları sorun bana
Farklı dese de bahtım, yolunu gözlediğim
Ne güldüğüm doğrudur ne de gülümsediğim
Arsızlıktan sayıldı doğru bilip dediğim
Dostlarımdan(!) yediğim taşları sorun bana
Bin çileydi hayatım; her çile bir kördüğüm
Korkunç bir kâbus çıktı göz kapayıp gördüğüm
Dost bilip on üstünden elli puan verdiğim
Yüreğime gömdüğüm leşleri sorun bana
Gâh yokuştu hayatım ağır ağır çıkılan
Gâhi deniz kenarı; şansa bakıp bıkılan
Hep timsahtı oltamı her attıkça takılan
Sabır için sıkılan dişleri sorun bana
Ömrümün son demleri olurken her an talan
Ne halimi soran var, ne artık kapı çalan
Her saniyesi hazin hayattan arta kalan
Avuçlarımdaki o boşları sorun bana
Ardımda anılarım önümde dar bir mezar
Durgun deniz gibiyim; dindi artık âhuzâr
Başarının adresi eminim herkeste var
Sadece yarım kalan işleri sorun bana
Baktığım aynalarda kırışan teni gördüm
Her canlının çektiği acıda beni gördüm
Son yediğim darbede nihayet kûn'u gördüm
Kadere eğilen o başları sorun bana
Henüz daha açmadan kırılan bir goncayı
Sırtında yük taşırken ezilen karıncayı
Yeni doğan balığın ağzında o kancayı
Kanadından vurulan kuşları sorun bana
Kayıt Tarihi : 13.8.2023 21:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!