çok rüzgarlardan süzülerek seni
görmek için yolların
bakışsız dağların üstünden
karınsız ovaların, çatıların,
bacaların üstünden seni
boşluğun büyüsüyle
çekip gidiyorsun, peki
gelen kim
tarçınıyla yaprakların
şarap şişesi hatıra
uzak şehirlerin kokusu
ormansız rüyaların üstünden seni
ömür ışığı ne hayal ne gün
değil
dilin acısı mı gördüğüm
sahneler kıyılar
uzayan anlamsızlıklar
hiçliğin gölgesi nereye kadar
kapısız umutların imkansızın
kırık dalgaların üstünden seni
çok rüzgarlara karışarak
elinde defter
kareli mini etek
çadırlardan, bungalovlardan,
otel odalarından seni
çekip gidiyorsun, peki
bagajlar dolusu anıyla
hapis, hayal, kördüğüm
karanlıklar
alev alan yanan yeşilden,
kirlenmemiş beyazdan
ve insafsız kırmızıdan seni
özledim
‘ölüm adil, ölüm adildir’
mi dedin?
adalet yalan gülüm
adil olan ölüm değil
ben, hala ölmedim
Suat SeymenKayıt Tarihi : 25.10.2008 23:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
edebiyatistasyonu.com

seni ağlasam seni
boşalsa şehir
kimseler görmese beni...
Şiir burgu gibi işliyor içe...
adil olan ölüm değil
ben, hala ölmedim
Gizemli bir şiirdi; tebrikler... Etkili ve özgün... Şiirden şiire bir yol vardı... Onu kim buldu? Meraktayım!
TÜM YORUMLAR (18)