Eyvah ki eyvah
Birlik ve dirliğimizin simgesi
5. Harem-i Şerif de susmuş.!
İslamiyet’in 5. camisi olan, 639'dan beri 1376 yıldır Ezan-ı Muhammedi’nin hiç susmadığı Diyarbakır Ulu Cami’de ilk kez PKK ezan susturdu!
Suçlu kim…?
“İçimizdeki beyinsizler yüzünden” Bizi Helak Etme, Ya Rab..!
1. Harem-i Şerif, Kabe’nin tepesine İngiliz bing-bang kulesini diktiler
3. Harem-i Şerif, Kudüs, Mescid-i Aksa esir
4. Harem-i Şerif, Emevi Camii yaralı. Kuşatma altında
5. Harem-i Şerif, Diyarbekir Ulu Camii... Sur içinde, kuşatma altında… Ezan sustu...
Ezandan - cemaatten, hürriyetten mahrum! Sanki işgalde...
Ya Rab..!
Ne asırdır?
Ne acziyet.
Ne sırdır?
Boynu bükük büyük millet
Her yer karanlık her yerde zillet
Sanki Hendek harbi
Benziyor, onun dengi
Bir değil. Gelmiş her türlü rengi
Kan içiyor; bir damla petrol, derdi
Dışarıda; saldırı, kuşatma
İçerden ihanet, fitne
Ulema; tefrikada
Ümera; önce şaşkın, sonra kararlı
Akıl, firarda...
Ölüm kusuyor ateş makineleri
Kaçış yok, sarıldık her yönden
Ebabillere muhtaç çağın mazlumları
Bir çağrı. Bir çağrı Bilal’in hançeresinden
Bekleriz, bir ışık Sahabe Penceresi’nden
Yuvalar tarumar. Yer-yurt harap
Etti yurdundan anlamsız harp
Milyonlar yollarda biçare
Çıktılar kavimler göçüne
Dostlar, dostluğuna bin pişman
Belli değil kim kimle müttefik
Kardeş, kardeşe oldu düşman
Gidip şeytanla ediyor, ittifak
Bugün de Mevlid’in gibi manzara
Zalimler mazlumların boğazında
Bir yanda Ebrehe’nin filleri
Bir tarafta Bizans’ın zalimleri
Kisralar, her yerde cirit atıyor.
Kanı sermaye eden
Karunların göbeğinde yatıyor
Alemi aydınlatacak
Kandillerden
Kan damlıyor
Çöreklenmiş yamyamlar
Kopacak kıyameti bekliyor
Mazlumların çilesine çile ekliyor
Baharlara susamış bütün insanlık
Fayda vermiyor sonraki pişmanlık
Yeni yeni Sasaniler, hortladı
Kan denizleri coşup patladı
Âlem huzur beklerken, elemler yağdı
Çar koynunda Kisralar ortaya çıktı
İnsan, ağaç demir, kâinat yanıyor
Çiçeklenmiyor, ayak bastığı yerler
Karadan, gökten yağan ateş topları
Kurutuyor yemyeşil çimenleri
Kan akıyor, selam duran ırmaklar
Dicle, Fırat kan taşıyor deryalara
Coğrafyamız lime lime, bin parça
Kan deryasındayız, depremler bizde,
Her yer tarumar, kırıldı içimizde fay
Görünmüyor karanlıklar içinde
Nurunla aydınlanan
Gümüş ışıklar saçan ay
Dağlar yanıyor, ovalar doldu kan
Ne ararlar; kızgın kumlu çöllerde?
Kandillere can veren petrol olmasa
Şehirler batıyor uğradığın topraklarda
Denizlerimizde yabancı armadalar
Sarmış her yanı, alev saçan füzeler
Yok ediyor, açıyor tedavisiz yaralar
Yıkıyor, muhteşem mermer sarayları
Ne gür bir sesle haykırabiliyoruz
Ne de gereken tepkiyi veriyoruz.
Ağızlar ahraz. Dillerimiz, suskun
Sesimizi çıkarmıyoruz
Sessizce seyredip
Umursamıyoruz...
Yapılan zulümleri kanıksadık
Haksızlıklara dur demek, işimiz değil
Haksızlıklar karşısında susan dil olduk.
Asır, yürüyor kendi yolunda
Kuşatıldık her yönden
Aratıyor bu günü dünden
Nice mamureler yıkıldı
Kabe’nin başına dikildi
Simgesi dan dan
Kuşatıldık
Sanki…
Harem-i Şerif zindan
İrade yok...
Medine, mahzun...
Mazlumlar ateş içinde, sussun
Zalim; istiyor kinini kussun
Baş eğsin itaate, âlem sussun
Parçaladılar bütünü, gitti Kudüs
3. Harem-i Şerif, çoktan esir
Dualarımız aciz, etmiyor tesir
4. Harem-i Şerif, zalim elinde inliyor
Mazlum çığlığını küffar, zevkle dinliyor
Vahşet bitmiyor… Ölümler ölüm üstüne biniyor
Sahabeler yurdu, Diyarbekir, yanıyor
Müslüman millet, kimin sözlerine kanıyor
5. Harem-i Şerif, kapalı. Ezanlar susmuş
Eyvah ki eyvah…! Secdegahıma ateşler düşmüş
Sabah akşam “Güneş” açan kara bazaltlar
Hendek hendek ihanete açılıyor sokaklar
Sizi sizi kim kara çukurlara tıkıyor
Bin yıllık kardeşliğe kurşun sıkıyor
Milletin sevgisine, sabrına kezzap döküyor
Ya Muhammed..!
Bu gün kutlu Mevlidin
Ümmet ateşlerde
Her yani zalim sarmış...
Hayat veren, ışığını görmüyor gözler
Karanlıklar sarmış, kâr etmiyor sözler
Yok mu dur? ..
Akıl sahipleri
Nerede geceyi ak eden tabipleri
Başında masumun ateş topları
Bekliyor; kurtarıcı hapları
Bir rahmet yağmuru..
Kurtarıcı rüzgar
Bir ümit…
Her biri dayamış sırtını belalara
Acıyan yok kadın, kız, balalara
Kandiller, kan damlıyor
Zift akıtıyor, çerağlar
Zalime bel bağlıyor ahmaklar
Su yerine zehir saçıyor ırmaklar
Çoktan unutulup gitti şanlı zaferler
Fener sönük, kan damlıyor kandiller
Hayat kurtaran
Hayat söndürüyor
İsmini anıp, insan biçiyorlar
Su yerine kardeşkanı içiyorlar
Kurtarıcı müjdenden kaçıyorlar
Zalimlikte sırtlanları geçiyorlar
Ateş kusuyor, ufuklarımız
Armadalara yuva ummanlarımız
Ya yakılıyor harlı ateşte
Ya doğranıyorlar kanlı keleşte
Hafakanlar basıyor her düşte
Bir başka mana var gülüşte
Çerağına pervane olanlar
Denizlerde boğuluyorlar
Çocuklar canhıraş
Arıyor anasını
Zulüm işletiyor vahşetin alasını
Yeter zillet
Gelelim kendimize
Uyuşukluk iş değil
Sendeki iman boş değil
Yeter uyku …
Ümit bağlama
Köstek olan desteğine
süslü yalanlarına
Dikkat et..
Emperyalistin isteğine
Milletim Uyan! …
Ya Muhammed..!
Kuşat, sar bizi sevginle
Sevgin, kurtuluşumuz olsun
Yakındır.
Yeşillenir elbet kurutulan şu çorak toprak
“Dalgalanır başının üstünde binlerce bayrak
İhtişamının şahitleri
Evlâtlarını Rabbine ulaştırarak
Karışır İlâhî ummana coşarak! ” (1)
Kuşat bizi, varalım huzura koşarak
Necati Çavdar
23 Aralık 2015-12-23 Mevlid-i Nebi – 0400
F
Not:
(1) Goethe
Kayıt Tarihi : 12.1.2016 09:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İslamiyet’in 5. camisi olan, 639'dan beri 1376 yıldır Ezan-ı Muhammedi’nin hiç susmadığı Diyarbakır Ulu Cami’de ilk kez PKK ezan susturdu!

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!