KUŞADASI’NDA MEKTUPLAR ADRESİNİ BULMUŞ.. ...

Suat Tutak
256

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

KUŞADASI’NDA MEKTUPLAR ADRESİNİ BULMUŞ... (Esinti)

ESİNTİ 18. 01. 2008
Suat TUTAK
Saat: 14. 02

KUŞADASI’NDA MEKTUPLAR ADRESİNİ BULMUŞ...
(BİR DE SÖKE’DE BULSA...!)

Yıllardır kentimizde “Adresini Arayan Mektup..”, “Adresi Eksik Mektup...”, “Mahşerin Dört Atlıları...! ” gibi yazılarla, bizce bilinen, kamuoyunca bilinmeyen birçok adreslere mektuplar gönderdik, durduk... Eskilerin dediği gibi: “Ölü Gözünden Yaş, İmam Evinden Aş...” cansız duvarlardan yansıma, yankılanma yoluyla sesler geldi de maalesef, adreslerini bulamayan mektuplar, aslında adresine gitti de, yanıt alınamadı. Sonuç alınamadı... Bir iki kişi, bir iki kıpırdamanın dışında, herkes suskun, yıllar yorgun biz yorgun, zaman gelip geçti...
Ne hale getirmişiz; güzelim kentimiz Söke’yi dostlar, ne hale getirmişiz de, haberimiz yokmuş.. Gerçi bu yazılar, yorumlar, eleştiriler kentimizde sosyal aktiviteyi arttırıyor, kültür çabaları çoğalıyor, sivil toplum örgütleri son yılların en güzel kültürel etkinlik çalışmalarını, yarışırcasına ortaya koyuyorlar... Bunlara sözümüz yok. Kutluyorum. Tebrik ediyorum. Gönülden destekliyorum.
Ancak; yeterli değil bu çalışmalar, uğraşlar.Söke bundan fazlasına layık ve daha fazlasını da yapabilecek kültürel aktiviteye, evrimleşerek hızla yükselen bir yetenek gücüne sahip... Bu yeterli değil. Bunlar Söke’nin hem kültür, hem eğitim, hem sanat, hem geçmişten gelen miras servetine ve de dinamik IQ’ sına bu seviye değil... Daha da fazlası, kalitesi, ileri hedeflere vardırılmış şekli ortaya konulabilir... Ben; elli yıllık kültür seviyesinin geldisini, tarihini biliyorsam bu, bu kadarla sınırlanmamalı... Bakınız, size basit bir örnek vereceğim. Biz, 1989-1990 yıllarında Beşparmak Dergisini hayata geçirdiğimiz, Söke Hacı Halil Paşa Halk Kütüphanesi Derneği kanatları altında “SALI TOPLANTILARI” yapıp, hafta sonları bir araç temin edip, ekip halinde İzmir-Karşıyaka Cep Tiyatrosunda tiyatro izlemeye giderken, Kuşadası’nda Şair ve Yazarların bir derneği bile yok-tu... davetlimiz olarak bize katılıp, gezi ve etkinliklerimizde yer alıyorlardı. Kuşadası ekibi olarak her zaman davet üzerine geliyorlardı. Zaman içinde onlar bizden çok şeyler öğrendi. Bizler ise ne elimizdekinin kıymetini bilebildik, ne de zamanı kendimize uyarlayabildik, ne de zamanla yarışımızı sürdürebildik. Onlar başardılar.. Biz yaya kaldık... Sahipsiz ve ilgisiz kaldık. Bocaladık. Kaybettik...
O günden bugüne Kuşadası çok aşamalar yaptı... Çok köklü, kültür sanat organizasyonlarına imza attı. Biz de ne var? Gerileme var.. Yeterli gelişme yok denilecek kadar az... Söke, neden böyle oldu anlamak zor... Kuşadası’nın bu atağının arkasındaki güçlü imzalardan biri Ticaret Odası... İşte onun bir anlamlı, büyük, yüce bir çalışmasını gazeteden alıntı yaparak dile getireceğim sizlere..
Söke Ekspres Gazete’ mizin 17 OCAK 2008 tarih Perşembe günlü sayısının 10 ncu sayfasının sağ köşesinde bir haber yer alıyor.. Özetle: “...KUŞADASI TİCARET ODASIN’DAN KÜLTÜR HİZMETİ..” başlığı altında ne yazmış, bir okuyalım:
“...CUMHURİYETİN İLK ADALET BAKANI BOZKURT’UN HAYATININ ANLATILDIĞI (KALPAK VE KARTAL) İSİMLİ ROMAN, KUŞADASI TİCARET ODASINCA YAYINLANDI..”
Bu haberin altında bakınız Kuşadası Ticaret Odası Başkanı Serdar AKDOĞAN, AA muhabirine nasıl bir açıklama yapmış, özetle sunuyoruz:
“...İlçenin Kültürel ve sanatsal değerlerinin yeniden kazanılması amacıyla oda bünyesinde başlattıkları (Karakter Projesi) kapsamında ilk eserini yayınlamanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade ederek; “
(Mahmut Esat BOZKURT’ un Kuşadası’nın yetiştirdiği nadir değerlerinden birisi olduğunu ve Cumhuriyet tarihinde derin izler bıraktığını kaydetmiş, proje kapsamında bundan sonra, ödüllü yazarlar Mahmut ÖZAY ve Muzaffer İZGÜ, dünyaca ünlü Trompetçi Muvaffak FALAY, sinema sanatçısı Hülya KOÇYİ-ĞİT, Tambur Ustası Ercüment BATANAY ve ünlü yazar Sunullah ARISOY’ u sırasıyla ülke kamuoyuna anımsatacağız..) de-miştir.
Görüyorsunuz değil mi, sevgili okuyucularım? Kuşadası bizden sonra kültür sahnesinde ortaya çıkmış, fakat bizleri çok gerilerde bırakacak kadar hedef büyütmüştür.. Pekiyi; bizde neden olmuyor! ? Acaba, neden? Başaramamamızın sebebi nedir acaba? Her şeye siyaset kattığımız için mi ki! ?
Evet; ben, ondan şüpheleniyorum.. Sivil Toplum örgütleri olsun, siyasi merciler olsun, kurum ve kuruluşlar olsun toptan, ayrım yapmadan hepimiz her yapacağımız, yaptığımız işte önce siyaset düşünüyor, hemen siyasi kategorileri, kuralları gizli yada açık, hatta hissettirmeden ortaya koyuyor, siyasi düşünce temsilcisi kişileri sanat, kültür ve edebiyat etkinliklerinin içine katıp, karıştırıyo-ruz.. Asıl amacından saptırıp, siyasi amaçlara indeksliyoruz..
İşte o zaman; insanlar bölük pörçük oluyor... Bir kesim sanata gönül ve ömür vermiş insanlar zarar görüyor.. İtiliyor, yalnız bırakılıyor, sahip çıkılmı-yor.. Olduğu yerde unutuluyor, hatta ağzıyla kuş tutsa, sanat değeri çok ileri düzeyde de olsa damgalanıp, boğazına siyasi yafta asılmış gibi kendi dümen suyunda boğulup, yok edilmeye çalışılıyor...
Elbette; böyle bir hastalıklı düşüncelerin, kaprislerin ve çekememezliklerin olduğu kent ortamında, sağlıklı kültür, sanat ve edebiyat ilerlemesi, gelişmesi beklenemez... İşte; Söke’nin yıllardır, görmemezlikten gelinen sorunu bu..
Bizleri bizden koparan; zehirleyip kurutan hastalık, ölümcül zehir bu...
Kuşadası ve diğer yerleşim bölgelerinde bu hastalık yok... Önceden olsa bile, yaraya zamanında neşter vurulup, hasta doku kesilip atılmış, tüm vücuda yayılıp kaplaması önlenmiş... Başarı da, bunun altında yatıyor.Onun için yazılan her mektup, yazan kişisi kim olursa olsun, isimsiz de olsa, adressiz de olsa yerini buluyor.. yanıt veriliyor. Başarılara, ortak imzalar atılıyor.
Gelin; bu yanlış yoldan, dönelim artık. Yoksa, adressizlikler içinde, tümden kaybolup, yok olacağız..

Suat Tutak
Kayıt Tarihi : 21.2.2008 16:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Suat Tutak