Elin, simi zeri elinde kalsın
Benim nazarımda taşa sayılır
Dünya metaını isteyen alsın
Indimde kurusu yaşa sayılır
Düşmanlarla kuşatılmış çevresi
Sanki firavunla nemrut devresi
Mazlumun mağdurun çıkmıyor sesi
Yetimler kanatsız kuşa sayılır
Miraca giderken taş muallâkta
Kaldığını bakan görür afakta
Şafak vakti tan atarken sabahta
Edilmeyen dua boştan sayılır
Olunabilirse noktasız virgül
Sanırsın gülzârda açan gonca gül
Aşkın hicraniyle şakıyan bülbül
Hasret-i âşktan dört köşe sayılır
Malı dilediği kuluna verir
İlmi isteyenler önünde görür
Ahd-ı misakının üstünde durur
Nârı İbrâhîm de neşe sayılır
Âllemei cihan sanan kendini
Dağıtmıştır tuzağını bendini
Kiprikte oklar var bilmez fendini
Görmeyen gözdeki kaşa sayılır
Aslan vahşi kedi kurt ise ittir
Eşrefi mahlûkat merttir yiğittir
Asalak fosiller kenedir, bittir
Onlara münasip lâşe sayılır
Maziye bakmayan Atiyi bilmez
Kısa dinlemeyen hisseyi almaz
Cennetin misâli çiçekler solmaz
İçi miskle dolu şişe sayılır
Ene ben demektir yüzdeki hâle
Gönül nasıl meyledecek muhâle?
Gamzede gül açar yanakta lâle
Hepyek cahar dû se şeşe sayılır
İSLÂM’ı bilmeden islam görünen
Haham papaz cübbesini bürünen
Namaz diye mihrablarda sürünen
Her ne olsa bile puşa sayılır
İSLÂMİ uzattın acebâ neden?
Hedefi okladı diye bilmeden
Toplarlarken yere bile inmeden
Ahlat tomrukları meşe sayılır
Kayıt Tarihi : 16.4.2021 11:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!