Sen 'kırmızı başlıklı kız' masallarıyla büyümüşsün Kuş Yuvası
ünlü bir diplomat hastanesinde doğmuşsun özenle itinayla
ve etrafında koşuşmuş hemşireler doktorlar
kibar doğum yapmış sayın hanımefendi anan
teşhis sezeryan
yirmi derece oda sıcaklığı
eczanede satılan vitaminli mamalar
hazır markalı bezler dantelli sarıp sarmalar
pilli bebek oyuncaklar resimli dezektenfe biberonlar
(höllük nedir bilmezsin sen)
son model yatak odalarında kurulmuşsun kundağına
yeni yetme müzik dinlemişsin kat kat set teypler eşliğinde
taşradan göçmüş az maaşlı al yazmalı gündelikçi bakıcından
(benimse şeytan kulağına kurşun dökülür gibi
yanık güneydoğu ninnisi akıyor yanağımdan)
Ezan okunmamış kulağına mesela
su çekmemiş anan kara kışta kör kuyudan
sekiz kardeşin hiç olmamış senin
ucunda yarası kabuk tutmuş
kuru memelere saldıran
Bir tek 'kırmızı başlıklı kız' masallarında
kocaman dişli kurt ısırırmış rüyanda seni
uyandırmışsın tatlı sıcacık uykularından
sözde koşup gelirmiş evin ahalisi
ve bütün gece ah vahlarla
-ateşi çıkmış mı acaba? diye sana ayrılırmış zaman
Dağları ise ilkokulda öğrenmişsindir kesin
duvara asılmış süslü kabartma haritalardan
Bana köylü çocuğu demişler
Atamın -milletin efendisi dediği
sen ise pikniğe gidermişsin okul aile birliğinin
fakir çocuklara düzenlediği lions usulü kokteyl piyangolardan
on beş tatillerde Uludağ sefası oteller kayaklar
yazları Kemer'de kamplar plajlar bikinili mayolar
(ben övendere desem gülecekler en iyisi mi susmak)
Asla iki köy arası dört kilometre yol yürümemişsin hayatında
otomatik klimalı özel servislerin varmış senin
sabahları götürüp akşamları okuldan alan
Doğum günlerinde ışıltılı gülücükler dağıtırmışsın etrafına
kremalı çikolatalı muzlu yaş pastalar
ince uzun gül kokulu mumlar
gözlerini kapatıp üflemeli dilek tutmalar
Bense tarhana severdim daha çok
pişerse kara ocakta birde ev ekmeği
pırpır yanan kuzinenin yanında iki büklüm
büyük adam olacaktım okuyunca
kırk mumluk kör gözüm ders çalışmalar
Hani bir şairin dizelerindeki gibi
'sen ciğercinin kedisi ben sokak kedisi'
Daha bir çok şey var anlatacak
ama sanırım bu kadarı yeter
sonra bunu okuyanlar bana kızarlar
mülk sahibi zenginler devlet erkanı beyler
yada kara postallı vatansever askerler
Son sözüm şu sana Kuş Yuvası
chatte tanıştık senle sevdim seni yinede
(yüreğinde sanırım hala sevda gibi kırıntılar var)
ve sanırım artık bende milenyum çocuğu oldum
eskide kaldı her şey
gençliğim idealim yaşadığım acılar
ve geçmişte küflenen sararmış fotoğraflar
Bir özlemim vardı son olarak
keşke Don Kişot olsaydım masallarda
yel değirmenlerine savaş açan
birde sevgilim olsaydı keşke
adı Dulcina
Kayıt Tarihi : 26.9.2004 03:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!