Yoktu birbirimizden farkımız. Acının fırınına düşmüştük, yaralıydık ikimiz de. Senin kanadın yaralıydı, benim ruhum. Senin için kanat neyse, benim için de ruh o idi.
Uçmak istiyorduk ışıklı, engin, hür semalarda. Hayat ağacının zümrüt kollarına konup şen şakrak sevda türküleriyle şakımak, muhabbet pınarından süzülen gül damlalarıyla gönlümüzü arıtmak, çiçek cennetinde rengarenk yuva kurmak, biricik yavrularımızın varlık ufkunda süzülüşlerini görmek, aydınlık bir tebessümle etrafımıza "merhabalar" dağıtmaktı dileğimiz.
*****
O yağmurlu cuma öğlesinde duvar dibinde bulduğum andan itibaren yeni umut, taze başlangıç, ne güzel arkadaştın sen bana!.. Birkaç günlüğüne hayal çemberim, konuşma hatta yazma vesilem, ilham pınarım, ilgi odağımdın... Aynı zamanda korkulu bekleyişim, titrek hassasiyetim. Ya şimdi?..
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende