Ayrılıklar içtim ben
Çok geceler içimi döktüm kirlendi satır aralarım
Titriyor bacaklarım
Ve bu yüzden korkutuyor beni kulaklarıma fısıldayan kuş sesleri
Aşk gibi cıvıl cıvıl
Gökkuşağı gibi renkli renkli
Uçacaklar gün gelecek beyaz martılar gibi
Ağaçlar yapraklarını sarı sarı dökmüyor mu?
Balıklar maviyi terk etmiyor mu?
Benden göç başlayacak limanımdan çekecekler ellerini ayaklarını
Yavaş yavaş
Biliyorum!
Ağlacağım
Gece olunca
Deniz durulunca
Ayın karanlık yüzü pencereme vurunca!
Sigaramın dumanına sardım mis gibi tütünüm tütün rengi
İp benim ipim kendi ipimin pimini çekiyorum sarı sarı ölüyorum
Beni bana hibe ediyor çocukluğum
Dalıyorum derin derin
Koparmak istiyorum salıncağımın iplerini kan oturuyor
Düşündükçe
Terliyor takvimler
Büyüdükçe
Terk ediyor masallar
Salıncakta bir kişi o ben değilim
Gökyüzüne uçurulmuş kanatları kırık uçurtma o da ben değilim
Aynı şarkılar
Aynı nakarat
Aynı makam
Kuşluk vakti doldu taştı
Göz pınarlarımda çukurlaşmış kor gibi lavlar
Attığım şen kahkahalar
Anladım ki yetmiyormuş taktığım günü birlik yara bantlarım
Öpüyor dudaklarım en tatlı yaralarımı yörüngem yönüm devrilmiş
Dünlere inat koymuşum vagonlara siyah yüklerimi ilerliyorum
Çektim çıkarttım gönül garımdan kapattım gişeleri
Yoldan çıktılar ağır geldiler hafifleyip gittiler
Açtım damar yollarımı yeni bir hayat pompalamam gerek
Payıma düşen avuç içi gündelik mutluluklar kesme şekerlerim
Onlar benim ellerimi kestiler
Uykularımı böldüler saatlerimi çaldılar kendilerine kurdular
Aşkı aziz kıldım ben!
Çok dualar çektim affet Tanrım
Elden gelenlere inat mecburi veballerim...! ! !
(06.02.2013)
Dilek MertKayıt Tarihi : 6.2.2013 15:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)