Son 50 yıldır güvenlik kuvvetlerine ilişkin öne sürülen, belgeli zabıtlı oluşlarıyla ortaya konan kimi kişilere dek kurumsal olmayan ama kurum gücüne algılı öznel erdemsizlikleri ve yasaya kılıfla yapılan, yasa dışılıkları, bizlerin yasal olacak tepki içinde sorumlu yurttaş olma bilincimizi bileyeceği yerde; siyaset, kötü adamlar işbirliği oluşların söylemleriyle, özel ve öznel propağandalarıyla, toplumsa bilincimiz dumura uğratmaktadır.
Bunlar istatistiki olacakla, normal değerler içinde sapmalarla, ihmal edilir oranlarda da olsalar da gün gelir kendilerini bambaşka yapılanmalar içinde oluşla, görünürde yasal sınırlarda bir kurum ve kuruluş işleyişidirler. Tabii ki yönetimin her sessiz kalışında ve teamül olacakla ve yasal haklarını kullanır olacakla, siyasetin, sivil otoritenin üzerinde olma gibi görünüm ve işleyişle belirecektirler.
Şimdilere dek görüntülü oluşlarla, ne zaman antidemokratik bir konu gündeme gelse; ne zaman bir akçeli, hortumlu konu küpün dışına sızsa; ve ne zaman bir işkence tipi olaylar gündeme getirilse; ben 2000li yıllara değin, hep devlet büyüklerinden! Şu sözleri dinledim.
“ Ordu ve polis bizim göz bebeğimiz! Askeri, polisi yıpratmayalım! Başka polis ve başka askerimiz yok! ” “Milli birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğumuz şu günlerde” diye başlayan abuk subuk, anlamını gözlerden yitirmiş, ne anlama geldiği bilinmeyen, öznel ifadelerle susturuluyorduk.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta