(Aşağıdaki konuşmalar, CHP kurultayın ertesi günü yapılmıştır.)
Hoşgeldin Fatma Hanım, sefa geldin.
- Hoş bulduk Ayşe Hanım.........Ahhh bacaklarım! ...Yaşlılık kapıdan içeri koyulacak gibi değil ama, ne çare! .......Sormadan girdi sormadan....Şuraya oturayım.........Ooohhhh! ....Allah beterinden sakla, bugünlerimizi aratma yarabbi! .........
- Nasılsın Fatma Hanım? Bacakların ağrıyo besbelli.
- Ne desem bilmem ki! ......” Kalka'm desem mecal yok, öle’m desem ecel yok.”...Sürünüyoz işte.
- Kahve içer misin Fatma Hanım?
- Sorduğun soruya bak....” Hacı’ya tesbih alır mısın demişle; ha biz buraya niye geldik demiş.”.....İçerim tabi......Şöyle tatlıca olsun......Şekerim yükselirse yükselsin....” Dalga boyu aşmış nasıl olsa; ha bi karış, ha beş karış.”
- Oğlan ne yaptı sizin? İşleri nasıl?
- Hiç sorma Ayşe Hanım. Dükkân sinek avlıyo. Öğlene doğru dükkânı açıyo, gün aşmadan kapatıyo.....Kahveden beri geldiği yok...Sermayeyi kediye yükledi. Kafasız! Ne olacak.....” Hesapsız kasabın masadı..tüne girermiş.” Girdi de çıkmıyo. Çıksa, açılacak şemsiye gibi, daha beter olacak.
- Sizin bu oğlan da rahmetli babasına hiç çekmemiş.
- Sus sus! Derdimi depreştirme...Sizin oğlanla ne yapıyolla?
- İyile iyile.....İşleri de iyi. Ama eşşek gibi çalışıyolla, benzetmek ayıp olmasın. Dün tatile gittile çoluk çocuk. Acık gezeceklermiş.
- Eeeeee! Hakları tabi. Çalışan, işini bilen herşeyi hakeder.......” İşi işine denk olanın,..tü dümbelek çalar,” mış. Çalsınla bakalım......... O dükgânı bana bıraksala, vapur isgelesi gibi çalışdırırın da, bana bırakmıyolla. Senin anlayacağın; “ Kelle benim olsa, gider Konya’da tıraş ettiririm de, kelle benim değil.”
- Sen gene de boş bırakma Fatma Hanım. Çek kenara oğlunu, konuş. Bak oğlum, şöyle şöyle; durum bundan ibaret, de.
- Verdiğim akla uyacak mı bakalım? ....” Aklını eşeğe verme; çeker, arpa tarlasına gider,” hesabı; bi işe yaramaz ona vereceğim akıl.
- Öyle deme. Otur, konuş güzel güzel.
- Zaten beni konuşturmuyo ki, anam deyip dinlemiyo bile...Doğurduğum merete söz geçiremiyom...Dil kürek gibi....Velhasıl; “ Ektiğimiz nohut, leblebi oldu da, başımızda şakırdıyo.”
- Ben de hastayın Fatma Hanım. Şu gelinler beni çok üzüyolla. Sinirden tansiyonum da yükseldi, şekerim de.
- Hep aynı dert.......Bizim gelinle de benim canımı sıkıyolla. Ama ne yapacaksın! ......” Dertsiz baş, bir tek bostan korkuluğunda bulunurmuş.”
- Bizim oğlanla araba alacaklarmış. İşler böyle iyi giderse, koferatife gire, bi de daire sahibi oluruz diyolla......Ganorüfelli....Iccak sulu....Zobaynan, kömürnen uğraşmaktan, ellerim kaplumba kabuğuna döndü......Şu ellerime bi bak, demirci çırağına döndüm.
- Demek araba alacaksınız.....İyi iyi...Allah daha çok versin.....Geçen akşam bizim akılsız oğlan da, bi bilgisayar sırtlandı geldi. Borç paçadan akıp dururken...Şaşkın! ......” Şaşkın ördek götün götün yüzermiş.”.... Dünyanın parasını vermiş...” Ayağında donu yok, başına fesleğen takıyo.”...Çet yapacakmış, ne demekse.....Borçluyken çetin çütün sırası mı!
- Bu çocuk bi de üniversite okudu Fatma Hanım. Orada hiç mi bir şey öğrenmemiş?
- Öğrenmemiş işte......”Göz derya, seyir bedava.”.....Gezmiş durmuş besbelli...“Adam hacı mı olur varmakla Mekke’ye; eşek evliya mı olur, taş çekmekle tekkeye,” diye boşa dememişle.....Töbe töbe! ...”Tahsil cehaleti alırmış ama, eşeklik baki kalırmış.”.......Ne iş yapıyon?
- Bi kazak başladım kocaman oğlana. Komşular vardı başlarken. Kimi önünü doksan yap dedi, kimi yüzon. Doksan yaptım küçük oldu, yüzon yaptım büyük oldu. Söküp yeniden başlayacam.
- Akıl veren çok olunca böyle olur.....“ Çoklukta (Kalabalıkta) eşek kuyruğu kesme; kimi kısa der, kimi uzun,” demişle.
- Bizim geline verecem, örsün.....Televizyondan kaldırsın başını da, örsün kazağı. Gözlerim gömeyo zaten. Ama yakasını, kolunu beceremiyo. Geçen bi hırka ördü toruna, deli gızın donuna benzedi. Yakası yamuk, kolları çarpık...Çocuk o hırkayı giyince, palyaço gibi oluyo.
- Doğrudur....” Herkes sepet örer ama, g.tünü geçiremez,” demişle.
- Hırkan yeni mi? Aldın mı, ördün mü?
- Yeni yeni........Bizim torun almış. Ama genç işi....Baksana halime! Şıkır şıkır.....Gören, beni Banu Alkan sanacak. Boncuklu hırka, benim gibi gart garıya yakışır mı? ...” Kocakarıya zülüf yakışmaz,” derle......Üstelik çingene pempesi...Neymiş, bu yıl boncuk modası varmış...Moda kim, ben kim? ...' Başındaki fese bak, girdiği kümese bak,' derler insana. Çocuk darılmasın diye giyecem artık....Pempeli, boncuklu hanım oldum, baksana.....Guzularnan gırpılıyom.
- Deminden beri soracam, araya başka lâf giriyo.....CHP’ ye ne dersin? Kurultayı izlemişsindir. Gene Baykal’ı seçtile....Baykal’la olmuyo işte, görüyosun...Kavga gürültü, hakaretle, iftirala......Neydi o kurultayın rezilliği.
- Sorma.....Kurultay demezle ona, gürültay derle.Onlar itişirken, ben utandım...Amerikan askerleri gibiydile...Baykal’a gızıyom ama, Sarıgül de acamı daha, acık pişsin...” Altı aylık seyislikle, kırk yıllık b.k karıştırılmazmış.”........Baykal’a gelince......Ne desem bilmem ki...Partiyi küçültüce küçültece, bitirecek. Mayo gibi parti bikiniye döndü.Ama, gene başkan seçildi. Ben ne diyo’m biliyo musun? .......Bu CHP adam olmaz. Oy vereninden, yönetiminden, delegesinden kim varsa; çiziverecen üstlerini....Bi tek Baykal’da değil, hepsinde va kabahat.....Demem o ki; ” Suç, iğde de var, yünde de var; çıkrıkta da var, yünü eğiren kancıkta da var”...... CHP’nin bayrağını taşıyamayollaaaaaaa....... “ Bir dirhem gümüşün üstünde oturmak için, kantar gibi..t gerek,” derler......O da CHP’lilerde yok.
- Eeeeeeee! AKP’ ye ne diyosun?
- Dünya bi günlük değil ya Ayşe Hanım. Onu da sonra deyverim. Şimdi gideyim de, ocağa yemek koyayım....Akşam oğlan eve gelince de, yeni aldığı bilgisayarı kafasında kırayım. Neyine onun bilgisayar! Sanki b..k bilgisi mi var, sayacak.......Çet yapacakmış...Hıhhh! .....Çetine çütüne başlarım onun...Cık cık cık! .........
Kayıt Tarihi : 30.1.2005 17:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yüreğine sağlık. Yürek pınarların kurumasın hiç.
Kusak celiskisi sanirim en cok bizde var...
Cok hostu...
Sevgilerimi yolluyorum yürek dolusu...
sevgilerimle..
Onları okumak farklıdır elbette, farklıdır özlemleride.
Saygılar, ve dolu-dolu selam olsun.
tebrikler
TÜM YORUMLAR (8)