Köleci sistemin kulları birbirine karşı "çıkar bak cebinde 2000 liralık telefon var" diye sataşır, ayrışır. Oysa bu kul kişi 2000 liralık telefona karşı en az 6000 liralık "kolektif işgücü üretir. Bu iş gücünün iki bin lirası harcanan emeği yerine koyacak, yarın yine çalışacağı zorunlu değiştirilir emek karşılanmaı olsun.
2000 lirası da telefon almak gibi kalteli yaşama karşın değiştirilir emek olsun. Geriye kalan 2000 lira kolektif sistemin çevrim ve amortismanına karşılık; yol, hastane, hasta, yaşlı, çocuk bakımı, araştırma geliştirme gibi kolektif tüketimlere katılım payı (vergi) plsun.
Oysa zorunlu emek karşılığınız olan para dışındaki 4000 liralık "işleyim kuvveti olan kolektif depo enerjiyi", türlü şekilde ihale, teşvik, süspansıyon gibi hilelerle kâr saikıyla işveren efendilerine bırakıldığını kullar hiç bilmezler.
Konu olan şey, iki bin liralık telefona sahip olup olmamaktan çok öte; amorti emeğe katılan, refaha harcanacak olan artıp biriken, vergi olan 4000 liralık kolektif emeğe; kolektif bilinçle sahip çıkmaktı.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta