Bu yazım, Kurtuluş Savaşı Öncesi Sırası Sonrası Durumlar isimli; 'Kurtuluşun Felsefesi' yazı dizimin içindeki bir bölümdür.
Kurtuluşun felsefesini, sadece bir bağımsızlık savaşı olacakla anlamak ve algılatmak, ancak cahil bir aydın zavallılığıdır.
Kurtuluş savaşı acil bir durum oluşla öne çıkıp düşman işgalinin herkeste yarattığı infiali seslenilme düzlemine hitap eden bir ortak konsensüstü durum olma nedeniyle; hemen yanında bir ikinci asıl meselede saltanata karşı verilecek olan egemenlik savaşıydı. Bağımsızlık savaşı, saltanata karşı mücadelenin hem kendisiydi; hem kıvılcımı oluşla, gecikmiş bir tarihsel zorunluluğu, bu fırsat duruma; bilinçli bir denk düşürmeydi.
Saltanata karşı verilecek egemenlik savaşı fikri ve siyasi oluşumu 19 yüz yıl da zaten Osmanlı içinde oluşmuştu. Bu oluşum, yayılabileceği kadar aydın ve etkin çevre içine yayılan bir sınırlılık olmaktan öte, gidememişti.
sırt çantalı bir duman gibibir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken