91]Oysa, 24 Eylül 1946 tarihli Türkiye'ye verilen notaya karşı bu duruma müdahil olan ABD ve İngilterenin bu bağlamda, o günün Sovyetlerine boğazlara ilişkin; 'Potsdam kararlarına göre, tarafların Türk Hükümetine ancak birer nota vererek görüşlerini bildireceklerini, yoksa cevaplaşma suretiyle meselenin tartışılmasına girişilemiyeceğini' bildiren desteği vermişlerdi. Elbette çok buhranlı ve çalkantılı günlerdi.
Eller Ay'a, biz yaya olacakmışız; ne gam! Kuran kursları açılmalıydı. Arapçılık ve Arap alfabesi ve de Arapçanın telaffuzu iyi öğrenilmeliydi. Arab'ın gelenek ve göreneği öğrenilip, dinleştirilip bizlere bir iyi benimsetilip inançlaştırılmalı idi. Sıkı sıkı, öğrenilmeli idi! Atatürk, 'hayatta en hakiki mürşit ilimdir', demişse de: Mürşit Arab'ın gelenek ve göreneklerinden gelip, yol un yönü Arabistan'a çevrilmişti. 1980'lerde imam maaşlarını Rabıta örgütü verecekti. Söylemler akıl karı olmayıp, dezenforme edişti. Kendi kendimize sormalıyız; bir ülke nasıl ele geçirilir? 'Fiili işgalle', diyorsanız; çok beklersiniz.
Bu halk dini ile buluşup barışmalı idi! Kur'an da her şey yazıyordu da, biz iyi okumuyorduk! Esasen Ay'a da gidilmezdi! Hoparlörde ezan okunmazdı, hem günah, hem de gâvur icadı idi. Tartışılan ve gündem olanlar bunlardı. 1960'lı yılların bilgisi bu idi. Halk bunlarla meşgul ve memnun olmalıydı! Siyasetin gündemi, bunların arasında, har güre, gidiyordu.
1980 faşizminin, 'bizim çocuklar' denişteki işbirlikçiliğinin, en büyük zararlarından birisi de, gerici güçlere, neşvü nema buldurmasıdır. Bu garabet, biraz ileride olacak, serpilecek ılımlı İslam tohumunun, o günler içinde atılmasıydı. Aydın güçlerin ezilip 1402'lik yasalarla, darma duman kılınmasıdır.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta