90]ABD resmi ideolojili, Amerikan Aramko şirketi destekli bu süreçleşmeler, gelecekteki şeriatçı ve çıkışları olan Rabıta örgütünü, ülkenin gündemine getirecekti. 12 Eylül 1980'in yılmaz, gözünü budaktan esirgemez yönetici kadro Atatürkçülerinin! Sarıldığı din iman politikaları, bu gibiden, 'yeşil kuşakçı' ivmelerin üst doruğu olacaktılar!
Bu hal, milenyum tabir edilen, 2000'li yıllarımızda doğacak olan, 'ılımlı İslamcımızın' en güncel konu olmasına giden yol olacaktı. Şunun şurasın da bu günlere 20 yıl gibi sayılı günler kalmıştı! 'Yeşil kuşak', ılımlı ıslama giden; güzide yolun da başlangıç ve temel tuğlası idi! Ok yaydan çıkmıştı. İslamın ılımlısının, ılımsızının olurmusu olmazmısı da, din bilirlerin geniş ufku enginliğince tartıştırılacaktı!
Bu tartışmalarda dişe dokunur bir gıdımcık bir fikir bile çıkmayacaktı. ABD kültüründe 'ILIMLI' demenin anlamı bir var. Geleneklerinden gelen bir konjonktürsel yorumlamadır. Bir ABD'li beyaz adam, yıllarca zenci kölelerine değin öldürme dahil, her tür işkence ve zulümü uygulamıştır. Dünya kamu oyunun ve ABD'nin kendi içindeki bu duruma olan infialleri ile ABD'lerinin, etkili yetkili uygulayımcıları, bu tepkiye karşı güncel bir cevap oluşturdular. Artık zencilere yapılacak işgence ve zulümü 'beyazlar değil de', 'siyahi adamlar üslenecekti'! Böylece işgence, işgence olmaktan çıkacaktı! Çünkü işgence, bir beyaz adamın siyahiye bir uygulaması idi! Siyahın siyaha ırk ve ırk bağlamında, şiddet uygulaması olamazdı!
Söz gelimi karakolda bir siyahi şerif, tutuklu bir siyahi mahkuma insanlık dışı muamele uygularsa bu 'ILIMLI' bir yaklaşım oluyordu. İşte TV! lerde günlerce 'ılılmlı İslamı' tartışıp da bin dereden bin su getirilişlerle dahi bir türlü içinden çıkamadığımız 'ılımlılık' buydu. Yani islam ülkelerine bir 'sam yeli' değecekse, bu emperiyalistler eli ile olmamalıydı. Bunun adı sömürü oluyordu. Oysa aynı düzen, bir başka 'islam ülke üzerinden çevrimleşirse', bu sömürülme, kabul edilir, hoşgörülür olunuyordu. Çünkü karşısındaki de bir islamdı. Bize dayatılan 'ılımlı İslam' olmanın ılımının da; dayatanlar tarafından böylesi bir yaşantılaştırması vardır!
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta