110](Kanla Abdest Alanlar sayfa 17, 18 Ergün Poyraz)
Kendini çağdaşlaştıramayıp, kendisini ürettiremeyip de teknolojiyi kullanamayan sistem ve politikalar, ne işe yarardı? Dinin farklı farklı, versiyonlarının nizala şan kullanımını istismara yararlardı. İstismarlar içindeki halk daha neyin ne olduğunu anlayamadan, bu siyasetler; bu kulvarlar içinde bulunan halkın bir takım ezberlere götürülmesine yarardı!
Bu ezberlere götürülüşün siyasi hasadı yapılamaz mıydı? Elbette yapılırdı. Hem de, vızır vızır yapardı! Tabii ki böyle güdük ve kısır politikaların varıp varacağı yer, olup olacağı durum orası olacaktı. Hem de özgürce! Hem de bir hak olarak! Hem de fikir özgürlüğü olarak! Hem de sefihçe sine, rezilliğin rüsvasını yüzlerine astar etmişçesine, ‘Halk istiyor diye, lanse edilip, endam edilircesine olacak idi.
Artık ülke çağın demode olmuş düzenlemeleriyle, demode yatırım teknoloji ve bilgileri ile bir yandan güya mamur yapılırken, parça gereksinimlerinden ötürü dışa teknoloji bağımlılıkları yaratılacaktı. Bir yandan da, hep sil baştan olacaktı. Enisteince dünya ekolünün karşısına Said’i Nursi çıkarılacaktı. Ülke tamamen satışlarla dış tesirlere açık bir kullanım alanı olacaktı. Korkacak ne vardı, ışık okulları dört bir yandan, teşebbüssü hayırsever katılımların legaliz eliği ile boy verecekti.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta