107]Atatürk toplumsal yolumuzu, bu çelişmelerle, güncedeki konjonktür gerçekleriyle belirlemiştir. Akli ve bilimsel gelişmeleri, olgunlaştırarak bizi tutumlaştırmaya gayret etmiştir. Her bir iki tökezlemesinden sonra; tecrübeleri, kararlı ve doğru, dimdik adımları getirmiştir. Yol düşülmeden tökezletilmeden yürünmüyordu. Bir takım kayıplar ve fedalar olmadan da, doğru olanı bulamıyordunuz. Esasen yolu şaşmadan yürümek de, olası değildir.
Zaten kalıcı olacak olan doğruların olmayışını, o da biliyordu. Tek gerçek çağdaş uygarlık düzeyi olmalı diyordu. Parametre konmuştu. Çekikleşme aidiyet alanı var edilmiş, toplumun dizaynı buna göre bir üretim ve paylaşımı, öngörüyordu. Adımları bu hedefe yönelikti. Kimi deneme yanılma yoluyla akıl koyuştu. Kimi bilinen emin ve sağlam adımlardan oluşuyordu. Tüm deha ve büyüklüğü de burada idi. Zaten akılda, akılsızlıkta böylesi bir davranışlarımızın edimsel öğrenilmesinden ötürü ortaya çıkmıyor muydu? Bu evren kendiliğinden bir akılı, henüz tanımıyordu.
Tüm mesele ve temel çelişmeler, yanılmalarıyla tecrübeler edindiği zenginleşmeyi, çevresinin bilemez anlamaz gibi oluşundaki, anlayışsızlıklardı! Gazi'nin rahatsızlığı bu gerçekliği bilemeyen çevresindeki kadroların çıkardığı engellemelerdendi. Ve bunların yanıltmalarından da pay alan bu yanıltıcı olumsuz tavırlarıydı. Sevgili gazi, burada, bir müteşebbis gibi toplumsal yatırımların pekiştirmelerini önemsiyor idi. Bu kadrodan kimi kişiler, devrimin gelişip, yayılıp, sükûn bulmasını gizliden gizliye pek şiddetli engelliyorlardı.
Yeryüzünde çelişkilere düşmeyen, yanılmayan bir akıl, henüz daha icat edilmiş değildi. Burada temel olan şey, genç cumhuriyetin zemini, konjonktür selin gerçekleriyle girişip güncel taban yapılmış mıydı? Böylesi pek çok tercih sel menfaatler, kişi egolarının üzerine çıkar. Kişi egosu üzerinde olan gelişmeler toplum severlikler ve vatanseverliklerdir. Böyle durumlarda kişiler kendilerini genelin çıkarlarına mustarip kılmıştırlar. Bu da kişileri mücadelelere atmak, feda etmek demekti.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta